| Eğer ona bir şey olursa toplarını o sandalyeye zımbalarım. | Open Subtitles | إذا حدث إي شيء إليه، سأدبس خصيتاك في هذا المقعد. |
| ..yapmamı istediğiniz bir şey varsa, memnun olurum. | Open Subtitles | إذا كان هناك إي شيء تحب أن تكلفني بة , سأكون مسرورة |
| Kendi kanlarımızda hastalığı durdurabilecek bir şey bulamasak bile, kaynak kanda olması mümkün, antitoksin olarak sentezlenmiş biçimde. | Open Subtitles | حّى لو لم نستطع اكتشاف إي شيء في دمنا يوقف المرض ربما يستطيع الدم المصدر أن يوقفه على هيئة مضاد حيوي |
| Ana fikir şu: Oyuncu bu editörde aklına gelen her şeyi tasarlayabilir ve biz de onu hayata geçiririz. | TED | الفكرة فالأساس هي أن اللاعب يستطيع أن يصمم إي شيء يفكر فيه من خلال هذا المحرر، وسوف يجلبه إلى الحياة. |
| Daily Planet'ta şu her şeyi durduran Kripton virüsü hakkında bir şeyler öğrenebilecek miyim bir araştırayım. | Open Subtitles | سأذهب إلى صحيفتي و سأرى إن كنت سأعرف إي شيء عن هذا الفيروس الكريبتوني الذي أصاب الجميع |
| Sanal alemde seninle alakalı hiçbir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | لم أستطع أن أجد عنها إي شيء على الانترنت |
| Bu yüzden hiçbir şey yapamıyorsun. | Open Subtitles | لهذا فأنتَ لن تستطيع فعل إي شيء |
| Kimseye zarar verecek bir şey yapmaz. Lütfen onu bize geri getirin. | Open Subtitles | ولم تفعل إي شيء لكي تأذي به أي شخص لذا من فضلك أعدها للمنزل |
| Sanırım aramızda konuşacak bir şey kalmadı, Esther. | Open Subtitles | نحتاج لأن نتحدث لا أعلم ما إذا كان هناك إي شيء |
| Eğer yanlış koyulan bir şey olduysa, hallederiz. | Open Subtitles | إذا كان في المنزل إي شيء خاطئ سوف نُصلِحه. |
| Jackie Lynn saçını boyatmana, mavi lens takmana "on numara" veya "tenis" demene bir şey demedik. | Open Subtitles | جاكي ليان نحن لم نقل لكِ إي شيء عندما قصصتِ شعركِ وعندما حصلت على العدسات اللاصقة الزرقاء |
| Matematik öğrenmen lazımdı ama bir şey öğrenemedim. | Open Subtitles | من المفترض أن تعلمني الرياضيات ولكني لم أتعلم إي شيء |
| Sandalye düzeni kartında Yuko yazıyordu, niye bir şey demedin? | Open Subtitles | "بطاقة مكانك مكتوبٌ عليها "يوكو لماذا لا تقولي إي شيء |
| "O yüzden bir şey yapılması gerektiğini düşünmüyoruz." Saçmalığa bakar mısınız. | Open Subtitles | أو بعض الحماقات لذلك لم نعتقد أو إي شيء آخر تم تبريره كأنه تقول ما هذا الهراء |
| Eğer yapabileceğim bir şey varsa lütfen beni arayın. | Open Subtitles | اسمع, اتصل بي فقط لو كان هناك إي شيء استطيع القيام به |
| Onu kuzu kaburgasının yarım mil yakınına sok her şeyi yapar. | Open Subtitles | تجلبي لها ميل من ظهور الاطفال، تفعل إي شيء. |
| Benim kazanmam dışında her şeyi yapacağını biliyordum. | Open Subtitles | وأعرف بأنك ستفعل إي شيء عدا أن تدعني أفوز |
| Onlar için her şeyi yapacağımızı bilirler. | Open Subtitles | وهو يعلم بأننا سنفعل إي شيء من أجله |
| Ben bu firma ve aile için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل إي شيء من أجل هذه الشركة والعائلة |
| Biz sadece dostlarıyız. hiçbir şey demeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن سنشاركهم فقط لن نقول إي شيء أبدًا. |
| hiçbir şey değişmeyecek. - hiçbir şey değişmeyecek mi? | Open Subtitles | لن يتغير إي شيء لن يتغير إي شيء؟ |