| Söyle bana, Gallio'lar değerli oğulları Marcellus'dan bir haber aldılar mı? | Open Subtitles | اخبريتي ماهي اخبار ال غاليو عت ابنهم الغالي مارسيلوس ؟ |
| Richmond'da büyük bir evleri vardı, orada oğulları ve iki hizmetçiyle yaşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كان لهم منزل كبير في ريتشموند و كلاهما كان يعيش هناك مع ابنهم و بضعة خادمات |
| Rahatlamış gibiydiler. oğullarının ne kadar hasta olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | يبدوان مرتاحين هل أخبرتيهم كم ابنهم مريضاً؟ |
| Aile cinayeti örtbas etmiş ve cinayet sonrası oğullarını okuldan almış olmalı. | Open Subtitles | الاهل كانوا سيغطون الامر وسيكونوا سحبوا ابنهم من الجامعة بعد جريمة القتل |
| Yok çeten varmış, yok sen de lidermişsin. Yok çocuklarına istedikleri gibi davranabilirlermiş. çocukları ulusal bir tehdit resmen. | Open Subtitles | بكلامك عن قصة عصابة المدرسة وانك كنت القائد يمكنهم عمل اي شيء يريدونه في ابنهم واقول لك ابنهم تهديد على المجتمع |
| oğulları kucağımda yaşam savaşı verdi. | Open Subtitles | لقد حملت ابنهم بين ذراعي لانقذ حياته الليلة الطفل يعيش على الجانب الآخر من الشارع |
| Çoğu aile, oğulları futbol takımının yıldızı olunca mutlu olur. | Open Subtitles | معظم الآباء سيكونوا سعداء إذا أصبح ابنهم نجم فريق كرة القدم |
| oğulları James öldükten sonra onlara bir oğul oldun. | Open Subtitles | بعدما تُوفّي ابنهم جيمس أصبحتَ كإبنٍ لهم |
| Özellikle de TV-manyağı oğulları. Başlı başına bir film. | Open Subtitles | خاصة ابنهم مهووس التلفزيون إنه يحب فيلماَ وحيداَ .. |
| Bu tür bir bilgiyi vermemem gerekiyor fakat oğulları olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | لست مخوّلة بإعطاءك معلومات من هذا القبيل، لكن، أتعرف، ابنهم.. ؟ |
| Ailem tanıştıkları herkese oğullarının bir cerrah olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أتعلمين , والديّ قالوا لجميع من قابلوهم أن ابنهم جراحاً |
| oğullarının 16. yaş gününü kutlayacaklarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا فى طريقم للاحتفال بعيد ميلاد ابنهم ال 16 |
| Lee'lere sor bakalım oğullarının terörist aktiviteleri hakkında ne biliyorlarmış. | Open Subtitles | اسأل أولئك الثملون إن كانوا يعرفون شيئاً عن نشاط ابنهم الإرهابي |
| Şu an, 3200 km yolu Seattle'dan buraya oğullarını komada bulmak için gelen ailenin yerine kendinizi koyun. | TED | والآن تخيل أنك مكان أبويه الذين سافروا من سياتل، التي تبعد 2000 ميل، ليروا ابنهم في غيبوبة. |
| oğullarını ölü olarak bulduğumuzu olayı araştırdığımızı ve kayıplarından dolayı üzgün olduğumuzu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنقول لهم بأن ابنهم عُثر عليه ميتاً و نحن نستكشف الأمر آسفون على خسارتكم |
| Ama çocukları birden içeri dalmış. | Open Subtitles | وعندما دخل ابنهم الصغير الغرفه فجأه إنتظر أنسير فى الاتجاه الصحيح ؟ |
| Bu yüzden, Diana, Dodi ve Onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |
| Kocasının söylediğine göre çocuğunu okuldan alıyormuş ama adam öğleden sonra bir arkadaşındaymış. | Open Subtitles | زوجها قال انها في معظم الأيام ستكون تجلب ابنهم من المدرسة و لكنه كان يمضي فترة بعد الظهر لدى صديق |
| Karısı dördüncü oğullarını doğururken plasenta ayrılması oluştu ve kadın ile oğlu öldü. | Open Subtitles | زوجته كانت تلد ابنهم الرابع و كان هناك انفصال فى المشيمة و هى الطفل كلاهما توفيا |
| oğlunun ölüm haberini aldığından bu yana nasıl öldüğünü öğrenmek için çabalayıp durmuş, ancak bir cevap alamamış. | Open Subtitles | منذ ان علموا عن مقتل ابنهم وهم يريدون ان يعرفوا كيف مات ولم يخبرهم احد |
| Demek istediğim, oğullarına Gaylord Focker ismini verecek kadar harikadırlar herhalde. | Open Subtitles | لابد من وجود سبب ما لتسمية ابنهم جايلورد فاكر |
| FBI çocuklarını bir üçüncü dünya ülkesindeki gibi sokaktan kapıp götürmüş. | Open Subtitles | اختطفت المباحث الفيدرالية ابنهم من الشارع كما لو أننا في بلد من بلدان العالم الثالث الديكتاتوري |
| - Pekâlâ. - Bu yaz, oğullarıyla birlikte burada kalacaklar. | Open Subtitles | حسنا سيقيمون هنا فالصيف مع ابنهم |
| Biri çocuklarıyla konuştuğu için çok minnettarlar özellikle de annesi, bebek gibi davranıyor çocuğa. | Open Subtitles | إنهم ممتنّون جدا بأن هناك أحد يتحدث مع ابنهم خصوصا أمه إنها ترعاه |