| Fotonların çoğu sonunda kapağa ulaşıyor ve patlayıp farklı yönlere dağılıyorlar. | TED | العديد من الفوتونات تصل في نهاية المطاف إلى الغطاء ومن ثم تتبعثر في اتجاهات مختلفة. |
| Çünkü, dikkatimiz bir seferde çok farklı yönlere çekiliyor ve aslında dikkati dağıtmadan durabilmek oldukça etkileyici. | TED | السبب في ذلك أن دماغنا ينجذب ناحية اتجاهات مختلفة في نفس الوقت، وإنه لمن الملفت حقاً أن تظل منتبهاً. |
| Ve ülkelerin nasıl böylesi farklı yönlere doğru ilerlediğini gördük, bu sebepten dolayı dünyanın modelini gösteren bir örnek ülke bulmak zor. | TED | وقد رأينا كيف أن البلاد تتحرك في اتجاهات مختلفة كهذه ولذا، فمن الصعب الحصول على بلد تمثل نموذجًا لنمط العالم |
| Hep farklı yönlerde uzamış. Berbat bir şey. | Open Subtitles | تخرج اسنانهم في اتجاهات مختلفة , هذا رهيب |
| Dolayısıyla, farklı yönlerde hareket ettiklerinden dolayı ışıkların farklı hızlara sahip olduğunu bulsalar, şüphe etmeye gerek duymayacaklardı. | Open Subtitles | حتى أنهم كانوا على يقين من أنهم سيجدون الضوء يسافر بسرعات مختلفة كلما تحرك في اتجاهات مختلفة. |
| Mangayı dağıtıp sizleri farklı yönlere göndereceğim. | Open Subtitles | سوف اقوم بحل السرية واضعكم فى اتجاهات مختلفة |
| Suya düştükleri anda plastik ördekler onları çok farklı yönlere sürükleyecek olan bir dizi akıntı ağının tam ortasına denk gelmişlerdi. | Open Subtitles | التحقت هذه البطات البلاستيكية لحظة ارتطامها بالماء بتيارات المحيط القوية التي بعثرتها في اتجاهات مختلفة |
| Eğer farklı yönlere gidersek daha çok yeri arayabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نتعقب خيوطاً أكثر لو ذهبنا في اتجاهات مختلفة. |
| Bütün saçıIan ışınımlar farklı yönlere doğru saçılarak evrende soğumaya başladı. | Open Subtitles | ومع انطلاق الإشعاعات والمادة في اتجاهات مختلفة بدأ الكون يبرد في النهاية |
| Üçe kadar sayınca, hepimiz farklı yönlere koşacağız. | Open Subtitles | سأعد حتى 3 ، و سوف يجري جميعنا في اتجاهات مختلفة. |
| Annenle baban farklı yönlere doğru savrulup birbirinden koptu. | Open Subtitles | حسناً. والدتك، و، والدك. كما تعلم كلانا نشأنا بعيداً في اتجاهات مختلفة |
| uçaktan iner inmez, sanki birbirimize karşı alerjimiz varmış gibi hemen farklı yönlere doğru yol aldık. | Open Subtitles | تناثرنا في اتجاهات مختلفة وكأنه كان لدينا حساسية من بعض |
| farklı yönlere hareket eden araçlar var. | Open Subtitles | مشكلة، لدينا بعض سيارات تتحرك في اتجاهات مختلفة. |
| Biz farklı yönlere doğru gidiyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا فقط... نذهب في اتجاهات مختلفة. |
| Ancak, biz hareket ediyor gibi görünüyoruz farklı yönlerde. | Open Subtitles | حسنا، يبدو كأننا سوف نتجه في اتجاهات مختلفة ، أليس كذلك؟ |