| Burası eniştemin ama mobilyalarla ilgili anlaşmamız var. | Open Subtitles | إنها لأخي في القانون، لكني فقط وجدت له اتفاقاً على الأثاث |
| Ama konser organizatörü ile, bir anlaşmamız var ve bu kutsal bir anlaşmadır. | Open Subtitles | لكننا عقدنا اتفاقاً ودياً مع متعهد الحفلات وهذا التزام مقدس |
| Hayır, hayır, bir anlaşmamız vardı. Önce NSA haberini ACN'de göreceğim sonra da TMI kanıtımı sunarım. | Open Subtitles | لا، لا، لقد عقدنا اتفاقاً أن أرى خبر وكالة الأمن القومي على القناة |
| bir anlaşma yapılmış olabilir mi senin ideal düşmanların ile | Open Subtitles | لا يمكنك أبرام اتفاقاً مع أولئك الذين أصبحوا أعداء لاْهدافك |
| Bak, bir anlaşma yaptık. Bana söz verdin. | Open Subtitles | اسمع ، لقد عقدنا اتفاقاً هذا ما وعدتني به |
| Benimle anlaşmaya çalışıyorsan hemen hapishaneye geri dönersin. Anlaşma mı? | Open Subtitles | إذا أردت أن تعقد اتفاقاً معي, ربما تعود إلى السجن. |
| Roku San'ı savunmasız bırakmak için böcekle anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد عقد اتفاقاً مع الحشرة بجعل روكو سان خالية من الدفاعات |
| Pekâlâ, seninle bir anlaşma yapacağım Başkomiser Anderssen. | Open Subtitles | حسناً، سوف أعقد معك اتفاقاً (يا رئيس الضباط (أندرسن |
| Üzgünüm ama artık tek ben varım. Bir anlaşmamız var sanıyordum. | Open Subtitles | آسفه لكنني لوحدي هنا الآن وظننت أن بيننا اتفاقاً |
| anlaşmamız vardı. Bu benim yarım saatimdi. | Open Subtitles | سيد " الين " لقد ابرمنا اتفاقاً لقد كنت تستخدم الهاتف في وقتي |
| Eczacı ile bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | . لقد عقدنا اتفاقاً مع الصيدليّ |
| Ama bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | ولكن لقد عقدنا اتفاقاً |
| O zaman herhangi bir anlaşmamız kalmadı demektir. | Open Subtitles | إذا ليس بيننا اتفاقاً. |
| Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كان لدينا اتفاقاً |
| bir anlaşma yaptınız dostum. Caymak istiyorsanız cayın. | Open Subtitles | . لقد عقدت اتفاقاً يا رجل تريد أن تنسحب ، فالتنسحب |
| Sana bir anlaşma sağlayacağım, savcıdan bir çeşit dokunulmazlık. | Open Subtitles | سأعقد معك اتفاقاً إعفاء بسيط من المقاضاة |
| Şimdi teslim olursan bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | اذا خرجت الآن ربما أمكننا أن نعقد اتفاقاً |
| Kötü bir anlaşma değil. | Open Subtitles | انه في الحقيقة ليس اتفاقاً سيئاً، أتعلم هذا؟ |
| Yani onlarla bir anlaşmaya varmak epey zor. | Open Subtitles | و هذا يعني أنه جداً صعل أن نعقد معهم اتفاقاً |
| Şiddetini onu öldürmeye kadar ilerletemeyeceğinden bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد وصل إلى درجة لا يمكنه فيها أن يصعد العنف ضدها بدون قتلها لذا أجروا اتفاقاً |
| Şey, çok kötü, dostum. Anlaşma anlaşmadır. | Open Subtitles | هذا سئ للغاية يا صديقي الاتفاق مازال اتفاقاً |
| Bak Alexandra, seninle bir anlaşma yapacağım. | Open Subtitles | هل هذا أسم العائلة؟ أنظرى (ألكساندرا) سوف أعقد معك اتفاقاً |
| Chandler ile düğüne kadar seks yapmamak için anlaştık. | Open Subtitles | أنا وتشاندلر عقدنا اتفاقاً .ألا نقيم علاقة مرة أخرى حتى الزفاف |
| Kont Dooku onlarla bir antlaşma yapmış olmalı. | Open Subtitles | وقع الكونت دوكو حتما اتفاقاً معها |