| RL: Bunu Anlıyorum ve internetin faydalı olduğu görüşüne katılıyorum, ancak bu internetten daha büyük | TED | ريتشارد: انا اتفهم ذلك, وفي الواقع احمل نفس الفكره عن الانترنت و اضيف ان الامر اكبر من الانترنت. |
| Seni gayet iyi Anlıyorum, albay. Bu adamlar düşman değil. | Open Subtitles | اتفهم ذلك جيداً ايها العقيد هؤلاء الرجال ليسوا بأعداء |
| Evet, Anlıyorum ama anlattığım gibi cüzdanım... | Open Subtitles | نعم ، انا اتفهم ذلك ولكن احب ان اشرح لك محفظتى كانت |
| - Öyle mi? - Pek değil. Ama Anladım, ciddisin. | Open Subtitles | ليس بالحقيقة، لكنني اتفهم ذلك.. |
| Eğer ondan bahsetmekten korkarsanız bunu anlarım. | Open Subtitles | لذا نتفهم تماما ان كنتم يا رجال خائفين للغاية من ان تخبرونا عنه اتفهم ذلك |
| Kardinal o mektupları öğrenmemeli. Anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن لايعلم الكاردينال عن تلك الخطابات اتفهم ذلك ؟ |
| Tamam, dolandırıldın. Ve canın yandı. Bunu Anlayabiliyorum. | Open Subtitles | حسنا، لقد تعرضت للخداع وأنت متألمة اتفهم ذلك |
| Anlıyorum. Dur. Lütfen, dur. | Open Subtitles | انا اتفهم ذلك , تمهل , اذا سمحت تمهل اسمحلي |
| Onu Anlıyorum, ama kalkan çalıştığı zaman pek fazla işe yaramayacağız, değil mi? | Open Subtitles | اتفهم ذلك , لكن بمجرد ان يصبح الدرع جاهزا لن يكون لنا اي فائدة |
| Cidden, çöpe bebek atanları hiç anlamazdım... ama şimdi Anlıyorum. | Open Subtitles | بجد لم أستوعب لم يرمون الأطفال بالنفايات ولكني الأن اتفهم ذلك |
| Sorun değil, Anlıyorum. | Open Subtitles | لا بأس .. اقصد اني اتفهم ذلك فـ أنا نفس الشيء |
| Anlıyorum ama şey desen... | Open Subtitles | انا اتفهم ذلك لكنالاتستطيعينمثلاًانتكولي .. |
| Tracy, Anlıyorum, ama babanın politik gücü çok fazla. | Open Subtitles | ترايسي اتفهم ذلك ، لكن والدكِ لدية نفوذ سياسي |
| Anlıyorum ama tüm saygımla buna hazır değiliz, komutanım. | Open Subtitles | انني اتفهم ذلك ولكن معه كل الاحترام العميق ياسيدي لسنا مستعدون لذلك لا ياسيدي |
| Anlıyorum ama verimli çalışabilmek için... kalabalık olmayan bir merkeze ihtiyacımız var. | Open Subtitles | اتفهم ذلك لكن كي نعمل بكفاءة هذه القوة المشتركة بحاجة لمقر بحالة تركيز خال من الاحتقان الناتج عن الموظفين الاضافيين |
| Anlıyorum ki Leonard'ın aksine, onlar kendi alanlarında en üst noktadalar. | Open Subtitles | انا اتفهم ذلك خلافاً ليونارد انهم اعلى من مجال اختصاصه |
| Eğer öyleyse, seni kesinlikle Anlıyorum çünkü... deli gibi konuşmaya başladım. | Open Subtitles | واذا كان كذلك فأنا اتفهم ذلك,لأنني.. أبدو كالمجنونه |
| "Anladım. Neşeli bir yeğenim var, yani..." | Open Subtitles | "انا اتفهم ذلك ان لى ابن اخ شاذ, اذن.. |
| Evet. Anladım. | Open Subtitles | نعم ، اتفهم ذلك |
| Çalışıyorsun, Anladım. | Open Subtitles | لديك عمل؟ أنا اتفهم ذلك |
| Ama oğlunla zaman geçirmek istersen, anlarım. | Open Subtitles | لكن اذا اردتي ان تقضي الوقت مع ابنك انا اتفهم ذلك , انا فعلا |
| Altın onlar. Anlıyor musun? | Open Subtitles | إنه الذهب ، اتفهم ذلك ؟ |
| İnsanları bir anda kendi hayatına sokamamasını Anlayabiliyorum. | Open Subtitles | تعرفون, انا اتفهم ذلك تماماً صعوبة ادخال الناس لحياتك |