| Bir karar verdik ve bir suçlama olursa bütün sorumluluğu almaya hazırız. | Open Subtitles | وان كان هناك اتهام مضاد فسنتحمل المسؤولية كاملة. هوتش. انه الرجل المنشود |
| Savcılık suçlama için.. ... yeterli delil olmadığına dair açıklama yapacak. | Open Subtitles | سيدلي المدعي العام ببيان أن الأدلة لمْ تكن كافية لتوجيه اتهام. |
| En azından, bu insanın, hakkında bir suçlama olup olmadığını bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | على الأقل ، هذا الإنسان لديه الحق في معرفة ما إذا كان هناك اتهام ضده |
| Bir askeri suçlamak için delil yok etmek o askeri cinayetle suçlamaktan daha az kötü bir şey değildir, nerede o bantlar? | Open Subtitles | ليس أقل من اتهام موكلى بتلك الجريمة أين تلك الشرائط؟ |
| Demir Şeyh kokain ve esrar bulundurmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | تم اتهام الشيخ الحديدي بحيازة الكوكايين والماريجوانا |
| Haklıydı. Elimdeki bilgilerle iddianame bile hazırlayamazdım. | Open Subtitles | لقد صدق في ان ما معي لا يكفي لتوجيه اتهام له |
| CEO cinayetle suçlandı. Herkes dağılacak. | Open Subtitles | لقد تم اتهام الرئيس التنفيذي للشركة بارتكاب جريمة قتل |
| O adam hakkındaki gerçeği bilseydin böyle bir suçlamayı da yapmazdın. | Open Subtitles | ان عرفت حقيقة الرجل يجب ان تعيدي النظر في اتهام كهذا |
| Tahrik edici bir suçlama bu Clark, özellikle senden geliyor. | Open Subtitles | ذلك اتهام استفزازي كلارك خصوصاً عندما يصدر منك |
| - Bu ciddi bir suçlama! - 14 bira içtiniz. | Open Subtitles | هذا اتهام خطير لقد تناولت 14 علبة من البيرة |
| Tamam ama bunun devasa bir suçlama olduğunun farkındasın değil mi? | Open Subtitles | لكن ألست مدّرك بأنّ هذا اتهام بقدر وحشي؟ -بقدر فظيع، صح؟ |
| Bir asker için yapılabilecek en kötü suçlama firardır. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل عسكري الهروب هو أسوأ اتهام يمكنك الحصول عليه |
| Kendime bir doz daha "kendini suçlama" veriyorum. | Open Subtitles | انا اعطي نفسي جرعة مطلوبة بشدة من اتهام النفس. |
| Böyle bir suçlama insanın kariyerini mahvedebilir. | Open Subtitles | اتهام من هذا القبيل يمكن أن تدمر مهنة الرجل. |
| Yapılan her bir suçlama bizim için değil, bizim tarafımızdan toplanan her bir mahkeme. | Open Subtitles | كل اتهام كل محاكمة ليست لنا لكن جهزت بواسطتنا |
| Kendime bir doz daha "kendini suçlama" veriyorum. | Open Subtitles | انا اعطي نفسي جرعة مطلوبة بشدة من اتهام النفس. |
| Bu ciddi bir suçlama genç adam, düşüncelerini açıklaman gerekiyor. | Open Subtitles | هذا هو اتهام خطير، الشاب. شرح نفسك. |
| Beni bu şekilde suçlamak istediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ تريدين توجيه اتهام كهذا؟ |
| Murphy'nin oğlu cinayet ile suçlanıyor. | Open Subtitles | لقد تم اتهام ابن مورفي غوماز بجريمة قتل ؟ |
| Hiç kimse, büyük jürinin önüne çıkıp iddianame sunmadan ya da ifade vermeden, cezaya çarptırılamaz yahut adı kötüye çıkartılamaz. | Open Subtitles | لا يَجِبُ إيقاف أي شَخص للاستجواب في أي جَريمَة عُظمى أو جُنحَة إلا بموجِب صُدور تَقديم أو اتهام مِن هيئَة المُحَلِفين |
| Ed Johnson birinci dereceden cinayetle suçlandı | Open Subtitles | تم اتهام جوناسون بالقتل من الدرجة الأولى |
| ...bu rapordaki her suçlamayı çürütmek zorundayım. | Open Subtitles | وأنا يجب أن أدحض كل اتهام لعين في هذا التقرير |
| Böylesine ciddi bir suçlamaya karşı kendinizi savunmayı düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تنوي الدفاع عن نفسك ضد اتهام خطير كهذا؟ |
| Bu bir iddia değil, savcının tanığı tarafından yapılan bir itham! | Open Subtitles | هذا ليس تلميح , انه اتهام صنع عن طريق شاهدة الأتهام |
| Onu neyle suçluyorsun? | Open Subtitles | ربّما أنك تدعوني كاذباً هل لديك اتهام ضده ؟ |
| - Sadece bir soruydu. - Hayır, bir suçlamaydı! | Open Subtitles | انه كان مجرد سؤال - لا,لقد كان اتهام - |