| Cara, yeğenlerimden biri, Cumartesi günü piyano resitali veriyordu ve annem benim orada olmadığımı görünce iyi olup olmadığımı öğrenmek için beni aradı. | Open Subtitles | كارا، إحدى بنات أخواتي قدّمت حفلة بيانو يوم السبت وحين رأت أمي أنني لم أكن موجودة اتّصلت لترى إن كنتُ على ما يرام |
| Polis aradı. Hastanın kimliği tespit edilmiş. Eşi buraya geliyor. | Open Subtitles | اتّصلت الشرطة، لقد تعرّفوا على المصاب مجهول الهويّة وزوجته قادمة إلى هنا |
| Polisi aradım. Birini gönderecekler. Belki hangi otelde kaldığını bulup kimliğini oradan alabilirler. | Open Subtitles | لقد اتّصلت بالشرطة وسيرسلون أحداً، ربما يعرفون بأي فندق كان ينزل |
| İşin garip tarafı, cep telefonunu aradın, ofis telefonunu değil. | Open Subtitles | الغريب أنّك اتّصلت بهاتفها النقّال لا بهاتف مكتبها |
| Müzedeki kadın arayıp bir iptal olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | اتّصلت المرأة من المتحف وقالت إنّ أحدهم ألغى الحجز |
| Notu aldıktan sonra kimi aramış telefonuna bakacağım. | Open Subtitles | سأتفحّص سجل إتّصالاتها، وأعرف بمَن اتّصلت بعدما حصلت عليها. |
| Öğlen öğretmenin o yüzden aradı herhalde. | Open Subtitles | لهذا السبب على الأرجح اتّصلت أستاذتك هذه الظهيرة |
| - Annem geri aradı ve ben de oradan ayrılmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اتّصلت بي وكان عليَّ الذهاب لأحصل على إشارة جيّدة للهاتف |
| Mutfağın yeniden yapılandırmasını bitirdikten sonra daha devam etmeyeceğime yemin etmiştim ama sonrasında tasarımcım aradı. | Open Subtitles | بعد انتهائي من إعادة تصميم المطبخ، أقسمتُ أنّي انتهيت، لكن اتّصلت مُصمّمتي بعد ذلك. |
| Sabahın ikisinde beni aradı sarhoş ve intihar etmeye meyilli bir halde olduğunu düşündüm... ..ama meğerse rol yapıyormuş. | Open Subtitles | اتّصلت بيّ على السّاعة الثّانية صباحاً، ظننت أنّها ثملة وتريد الإنتحار، تبيّن أنّها كانت تمثّل. |
| Çok garip ki, dün aniden beni aradı. - Ne söyledi? | Open Subtitles | لكن حدث أمر غريب، لقد اتّصلت بي فجأة الليلة الماضية. |
| Utanç vericiydi ve bu yüzden seni aradım özür dilemek ve bunun hakkında konuşmak istedim. | Open Subtitles | كان أمراً محرجاً، لهذا اتّصلت أردتُ الاعتذار والحديث عن الموضوع |
| Ben de Eleanor'u aradım ve senin ona yardım edip edemeyeceğini sordum. | Open Subtitles | لذا اتّصلت بها وسألتها إن كان بإمكانكِ المساعدة |
| FTC'den bir dostumu aradım. | Open Subtitles | كل ما هنالك أنّي اتّصلت بصديق من لجنة التجارة الفدرالية |
| Ne yani gecenin bu vaktinde hayran kulübüme katılmak için mi aradın beni? | Open Subtitles | إذن اتّصلت بي في مُنتصف الليل للإنضمام لنادي المُعجبين بي، ماذا؟ |
| Demek uzmanlardan teknik danışmanlık almak için bizi aradın. | Open Subtitles | إذن اتّصلت بنا لأنّك أردت بعض الإستشارة الفنيّة المُختصّة. |
| Avukatımı arayıp, vasiyetimi değiştirmesini istedim. | Open Subtitles | لقد اتّصلت بمحاميّ وطلبت منه أن يعيد كتابة وصيّتي |
| Geçen gece kız kardeşiyle yemek yedikten sonra aramış. | Open Subtitles | لقد اتّصلت به تلك الليلة بعد انتهاء العشاء مع أختها. |
| Günün erken saatlerinde stüdyoyu aramıştı. | Open Subtitles | لمَ لمْ تُخبرينا ذلك من قبل؟ اتّصلت بالاستوديو بوقتٍ سابق من ذلك اليوم. |
| - Hayır. Birkaç saat önce aradığımda tabutun Berlin'de olduğunu düşünüyorlardı. | Open Subtitles | لا، لقد اتّصلت منذ ساعتين و قالوا أنّه ربّما تمّ نقله إلى "برلين" |
| Aslında, ben teşekkür etmek... için aramıştım. | Open Subtitles | في الحقيقة اتّصلت فقط لأشكرك |
| Seni hastaneye götürmek için birilerini aradığımı sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّي اتّصلت بأحدٍ لينقلك إلى المستشفى. |
| Çağrıyı daha erken yapmanızı umuyordum. | Open Subtitles | أجل، أتمنى لو أنّك اتّصلت من قبل |
| Tıpkı bugün aradığım tüm o ikinci el giysi ve deri eşya mağazaları gibi. | Open Subtitles | مثل كلّ متاجر الملابس والمصنوعات الجلديّة التي اتّصلت بها اليوم |
| Bunu başka bir zaman konuşalım, olur mu? Ona aradığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | لنتحدّث عن هذا الأمر في وقت آخر، سأخبرها أنّك اتّصلت |