| Hayır, birazcık içtim sadece. Neden soruyorsun? | Open Subtitles | لا،لقد احتسيت فقط القليل من الشراب لماذا تسألين؟ |
| Dün gece, kulübe arkadaşı fıçı üreticisi olan bir adamla arpa suyu içtim. | Open Subtitles | ليلة أمس احتسيت الشراب مع شخص.. كانت مهنته هو صنع البراميل.. |
| Araba kullanamam. Bir bardak şarap içtim bile. | Open Subtitles | لا أستطيع القيادة لقد احتسيت كأساً من النبيذ |
| Bence sen çok fazla çilek şarabı içtin. | Open Subtitles | أعتقد أنك احتسيت أكثر من اللازم من نبيذ التوت. |
| Ben gelmeden önce bunlardan kaç tane daha içtin? | Open Subtitles | كم كأساً من هذا النبيذ احتسيت قبل حضوري إلى هنا؟ |
| Televizyonun fişini köpeğe takmaya çalıştığımda ben de o kadar içmiştim. | Open Subtitles | هذا بقدر ما احتسيت عندما حاولت توصيل التلفاز داخل ذلك الكلب |
| Ne kadar içtiğini bilmiyorum ama bu bana silah doğrultmana sebep olamaz. | Open Subtitles | اسمع، لا أعرف كم كأساً احتسيت لكن لا تصوب مسدسك تجاهى |
| Ayrıca yarım litre kola içtim ve bir yarım litreliğin daha yarısını. | Open Subtitles | و احتسيت ايضاً علبة 12 أونصة من الكوكا و نصف علبة 12 أونصة أُخرى من من الكوكا. |
| Ben de Saray'da içtim. Umurunuzdaysa... | Open Subtitles | لقد احتسيت الشاي أيضاً في القصر إن كان أحد ما مهتماً |
| Ben dün gece fazlasıyla içtim. Sonra da yatıp uyudum, sizin de yapmanız gerektiği gibi. | Open Subtitles | احتسيت ما يكفي ليلة أمس، ثم نمت، وذلك ما تعيّن عليكما فعله أيضًا. |
| Galiba partinin yarısını ben içtim. | Open Subtitles | أظنني احتسيت خمرًا بقدر نصف ما احتساه حضور الحفل. |
| Evde iken biraz portakal suyu içtim ve kremalı, iki şekerli bir kahve. | Open Subtitles | ثم احتسيت كوب قهوة بملعقتي سكر وبعض القشدة |
| Galiba yaklaşık 7 tane buzlu çayla karışık long island içtim. | Open Subtitles | احتسيت 7 أكواب تقريباً من شراب " لونغ ايلند ايسد تي " |
| Ben de... bir bardak şampanya içtim. | Open Subtitles | .. لذا، احتسيت كأساً من الشمبانيا |
| Bence uçağı uçuramayacak kadar çok martini içtin. | Open Subtitles | أعتقد أنك احتسيت الكثير من المارتيني على أن تطير بطائرة |
| Olmaz! 25 pet bardak şarap içtin. | Open Subtitles | لقد احتسيت 25 كوبـاً صغيـراً من النبيذ |
| İyi misin hayatım, bir şeyler içtin mi? | Open Subtitles | أنت بخير يا عزيزتي، هل احتسيت شرابًا؟ |
| Tamam, o gece birkaç tane içmiştim o yüzden ismimi söylediğimi hatırlamıyor olabilirim ama soyadımı söylemediğimi kesinlikle hatırlıyorum. | Open Subtitles | لقد احتسيت القليل من الخمر تلك الليلة، لذا، لا أتذكرر إنني قد أخبرتك باسمي الأول، لكن واثقة للغاية لم أخبرك بلقب عائلتي |
| Dün gece biraz içmiştim. Kapının tekine doğru yürümüşüm. | Open Subtitles | احتسيت بعض الشراب ليلة أمس وارتطمت بالباب اللعين |
| Destiny, önceki gece orada bira içtiğini söyledi. | Open Subtitles | كاذب – قالت "ديستني" أنك احتسيت جعّة آخر مرة |
| The Sun'dan Philippa ile birkaç kadeh şarap bile içtik. | TED | وحتى احتسيت بضع كؤوس نبيذ مع "فيليبا"، والذي يعمل مع جريدة "الشمس" |