"اختارتها" - Translation from Arabic to Turkish

• seçti
• seçtiği
• seçmesinin

Belli ki takdirini bu yönde kullanmayı seçti.
يبدو أن هذه هي الكيفية التي اختارتها لتمارس حرية تصرفها

Hayır, Jenna herkesin üzerinde güzel durduğu için seçti.
لا اختارتها جينا لأنها تبدو جميلة على الجميع

Güzel haberlerim var, kraliçe goncayı bir kere seçti mi ne olursa olsun açıyor.
حسناً, الأخبار الجيدة هي أنه بما أن الملكة قد اختارتها فهي سوف تتفتّح رغم أي شيء لكن يجب أن تتفتّح الليلة

10 yaşındaki kızına soykırımı anlatmak için seçtiği kelimeleri hatırlamıyorum, fakat o hissi hatırlıyorum.
لا أتذكر الكلمات التي اختارتها لوصف الإبادة الجماعية لابنتها ذات العشرة أعوام، لكنني أتذكر الشعور.

Yani sen bütün hayatını ona iyi bir yuva vermek için harcadın bu ise onun seçtiği hayat.
أعني أنّكَ قضيت حياتك ...بتأمين بيت جيد لها و هذه هل الحياة التي اختارتها

Ailemin onu seçmesinin nedeni de bu.
‫اختارتها العائلة ‫أيضا بسبب ذلك

Güzel haberlerim var, kraliçe goncayı bir kere seçti mi... ne olursa olsun açıyor.
حسنًا, الأخبار الجيدة هي أنه بما أن الملكة قد اختارتها فهي سوف تتفتّح رغم أي شيء لكن يجب أن تتفتّح الليلة

Müzikten pek anlamam. Eski kız arkadaşım seçti bunu.
صديقتي هي التي اختارتها.

Gözlerim en büyüleyici kızı seçti.
"الفتاة التي اختارتها عيناي فتاة فاتنة"

Hayır. Jenna bunu seçti çünkü herkesin üstünde harika görünüyordu.
لا اختارتها جينا

Bana teşekkür etme, Becca seçti.
وجّهي الشكر لـ (بيكا)، فهي مَن اختارتها.

Yaşamı onu seçti.
بل حياتها اختارتها.

-Moby Dick. Harika! -Kitap kulübü için Jennifer seçti.
جينيفر اختارتها لنادي الكتاب

Tamirat tamamladı. Başkan Roslin burayı tarihi bir toplantı için seçti.
مع الاصلاحات الان مكتملة, الرئيسة (روزلين) اختارتها كمكان...

Holly onu seçti.
تلك من اختارتها (هولي).

Abby seçti.
abby اختارتها

Bu kendi seçtiği bir hayat, değil mi?
هذه هي الحياة التي اختارتها, صحيح ؟

seçtiği bebek arabasını görmelisin.
يجدر بك رؤية عربة الطفل التي اختارتها.

Hala, Ju'nun seçtiği bir şarkıyı çalmak istiyoruz.
عمتي، نودّ أن نشغل أغنية اختارتها "جو".

Catherine'in kendisinin seçmesinin onu mutlu edeceğini düşünmüştüm.
أعتقد أن (كاثرين) ستكون أكثر سعادة لو اختارتها بنفسها