| - Buyurun. - George, bu adamı saklandığı delikten çıkartın. | Open Subtitles | نعم سيدى جورج, اريد لهذا الرجل ان يخرج من اختبائه, |
| Bu yüzden yapacağınız şey beni saklandığı yere kadar takip etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تتبعني إلى مكان اختبائه |
| Babamın saklandığı yerde daha fazla dayanabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لاأظن أن أبي يمكنه البقاء أكثر بمكان اختبائه |
| Demek senin şu müthiş haber kaynağın onun nerede saklandığını biliyor, bu kadar basit, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً فمصدر معلوماتك العظيم هذا يعرف مكان اختبائه بتلك البساطة ؟ |
| Bu 6 aylık süreye odaklanmamız gerekiyor. Hayatında neler olduğunu anlarsak nerede saklandığını da bulabiliriz. | Open Subtitles | ما علينا فعله هو التركيز على تلك الفترة الزمنية, ونرى ماذا كان يجري في حياته,وربما نحصل على فكرة اين مكان اختبائه |
| Tamam, ama bu dolapta ne için saklandığını açıklamaz. | Open Subtitles | حسناً، هذا لا يفسر سبب اختبائه في خزانتكِ |
| Günlüklere tekrar bakıp Tobias'ın uyuşturucu kullanmak için saklandığı bir yer var mı kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأعيد تفقد المذكرات وارى ان كان يمكن ايجاد اي شيء يربط بين مخدراته ومكان اختبائه |
| Onun saklandığı yeri bilebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | "إن كان ثمّة من يعرف مكان اختبائه فهي من تعرف" |
| Hepimiz aynı sonuca vardık. Onun saklandığı yeri bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نرى مكان اختبائه |
| saklandığı yeri biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف مكان اختبائه |
| Galiba saklandığı yer. | Open Subtitles | لربّما كان مكان اختبائه. |
| Kim olduğunu biliyoruz, ama nerede saklandığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف شخصيته لكن ليس لدينا فكرة عن مكان اختبائه |
| Nerede saklandığını hâlâ bulamadınız mı? | Open Subtitles | لم تستطع اكتشاف مكان اختبائه حتى الآن؟ |
| Nerede saklandığını buldum. | Open Subtitles | . لقد وجدت مكان اختبائه |
| - Nerede saklandığını biliyorum. | Open Subtitles | -لدي فكرة عن مكان اختبائه |