| Ve bu sistemler şu anda test ediliyor, ve açıkçası yakında hazır olacaklar. | TED | وتلك الانظمة تم اختبارها الان وبأمانة سوف تكون جاهزة للظهور للعلن قريبا جدا. |
| ve biz onların pazara sürülmeden önce test edildiğinden ve ! | Open Subtitles | و نحن نتأكد من أنّه تم اختبارها و وُجِدَ أنّها آمنة |
| BHÇ'de test edilecek en ünlü teorilerin birkaçı ona ait. | Open Subtitles | له بعض النظريات الأكثر شهرة التي سيتم اختبارها في المصادم |
| Araştırmacıların odak gruplardan ulaştıkları bulgular genellikle deneyler ve veri toplama ile test edilir. | TED | النتائج التي توصل إليها الباحثون من مجموعات التركيز غالبا ما يتم اختبارها من خلال التجارب وجمع البيانات. |
| Pek çok fikir onun üzerinde test edildi ve denendi, fakat sonunda işe yarayan buydu. | TED | والكثير من الأفكار تم اختبارها عليه، ولكن الفكرة التي نجحت أخيراً كانت هذه. |
| Aslında, kafatası çatlamasına karşı korumak için geliştirilip test ediliyorlar. | TED | في الواقع هي مصممة وتم اختبارها لمقدرتها على حماية الجمجمة من الكسر. |
| Bu havayı insanlar yaptı, fakat aynı zamanda, test edilmiş en etkili sera gazı da bu hava. | TED | البشر صنعوا هذا الهواء، لكنه أيضًا أقوى الغازات الدفيئة التي سبق اختبارها. |
| Önce bir test edebilirsiniz. Duyabiliyorum. | TED | يمكنكم اختبارها أولًا.. يمكنني سماع ذلك. |
| Üretime sunduğumuz her algoritma cinsiyet veya etnisite ayrımı yapmamak üzere test edildi. | TED | كل خوارزمية نستخدمها قد تم اختبارها من قبل لضمان بأنها لا تتحيز جنس أو عرق معين. |
| Hipotezinize kafa yormalı, bunu nasıl test edeceğinizi düşünmeli ve birden fazla test yapmalısınız. | TED | عليكم التفكير حول فرضيتكم، فكروا حول كيفية اختبارها وقوموا بعمل أكثر من فرضية واحدة. |
| Tomografi odası 3 yıl önce tamamlandı ama hâlâ test edilmeyi bekliyor! | Open Subtitles | غرفة الأشعة جاهزة لمدة ثلاث سنوات في انتظار أن يتم اختبارها! |
| test sonuçları elimde, gelir gelmez beni aramasını söyleyin. | Open Subtitles | أنا لدى نتائج اختبارها اذا لو بإمكانك أنت تخبريها أنت تكلمنى فى أرقب وقت فى استطاعتها |
| - Bir şey değişmiş mi diye test edebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا اختبارها لمعرفة لو أن هناك تغيير؟ |
| Ama çoğu su kaynağı, yasalar gereği test edildiği için genel bir konum belirleyebiliriz. | Open Subtitles | ولكن بما ان مصادر المياه يتم اختبارها بحكم القانون, يمكننا تحديد مكان عام |
| Bunlar Ryan'ın örnekleri. test etmek istersen et. | Open Subtitles | ولماذا سينحني هكذا هذا عينة رايان هناك اذا اردت اختبارها فيسعده ذلك |
| Ne desem bilmiyorum. Hemen test edeyim. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أقول, لا يمكنني انتظار اختبارها |
| Kâğıda dökmeden evvel test etmek istedim. Neymiş o? | Open Subtitles | أود اختبارها قبل كتابتها في الأوراق ما هي؟ |
| Kızıl test'inde emri kimin verdiğine? | Open Subtitles | أي معلومات حول من وضع هدف اختبارها الأحمر ؟ |
| Bu taneciklerden biri radio-karbon ile test edildi. | Open Subtitles | احدى هذه الشظايا الصغيرة تم اختبارها بواسطة الكربون المشع |
| Kafamızın içinde işleyen modeller var ve bunlar duyularımızın getirdiği kanıtları sürekli test ediyorlar. | Open Subtitles | نحن نملك هذه النماذج تعمل برأسنا و يتم اختبارها باستمرار في مقابل ما تستقبله حواسنا |
| Evet. Bütün bulguları yeniden testi ettim. | Open Subtitles | أنا أعيد عينات و إعادة اختبارها كل الأدلة. |