| Adalind'in yanlış seçim yapmasını göz önüne alamayız değil mi? | Open Subtitles | لا يمكننا ان نتحمل اداليند تتخذ الخيار الخاطئ اليس كذلك؟ |
| Adalind geçen yıl Eric'in isteği üzerine Portland'a dönmüştü. | Open Subtitles | لقد عادت اداليند الى بورتلاند السنة الماضية بطلب من ايريك. |
| Adalind'i odaya getirdiğimde Frenay, Tavitian ve Meisner'ın fotoğraflarını gördüm. | Open Subtitles | عندما اصطحبت اداليند الى داخل الغرفة، رأيت صور لفريناي، ترافيتيان وميسنر. |
| Viktor, Adalind'e hamle yapmaya hazırlanıyor olabilir. | Open Subtitles | لربما فيكتور يتجهز ليقوم بحركة نحو اداليند. |
| Adalind'in Avrupa'da Kraliyetten kaçmasına yardım ettiğini. | Open Subtitles | فقط انه ساعد اداليند في الهروب من الملكيين في أوروبا |
| Adalind'in annemi bulmasına yardım etti ve Trubel ona güveniyor. | Open Subtitles | وساعد اداليند في العثور علي أمي وتروبل تبدو انها تثق به |
| Adalind bence farklılıklarımızı ortaya çıkarmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | اداليند اظن انه حان الوقت لتسوية خلافتنا |
| Adalind'in ben ve benim de Adalind olduğum zamanı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما اداليند اصبحت انا وانا اصبحت هي؟ |
| Adalind benden Diana hakkında bir şeyler bulmamı istedi. | Open Subtitles | اداليند طلبت مني اكتشاف ما بوسعي عن ديانا |
| Eve beni Adalind'in tekrar Hexenbiest olacağı konusunda uyardı. | Open Subtitles | ايف حذرتني ان اداليند في طريقها لكي تصبح هيكسنبيست مجددا |
| Rosalee Adalind'e bana söylemesi gerektiğini söylemiş ama söylemedi. | Open Subtitles | روزالي اخبرت اداليند ان تخبرني ولكنها لم تفعل |
| Yüzbaşı Kara Pençe için çalışıyorsa, seni alt etmekte Adalind'i kullanacaklar. | Open Subtitles | لو ان الكابت يعمل لصالح جماعة المخلب الاسود فانهم سيستخدمون اداليند للوصول اليك |
| Şey, eğer Adalind benimle gelirse bu durum çok uzun sürmez. | Open Subtitles | حسنا انها لن تدوم طويلا لو اداليند اتت معي |
| Kelly'i güvende tutabilmek için her şeyi yaparım ama Adalind'e güvenmiyorum. | Open Subtitles | سافعل اي شئ لاحافظ علي كيلي بمامن ولكن لا تثق في اداليند |
| Eğer Adalind Schade ile ilgili bir şey biliyorsan hemen söyle. | Open Subtitles | "لذا ، إذا كنتَ تعلم شيئاً عن "اداليند شايد فهذا هو الوقت لتتحدث |
| Lütfen Adalind deyin. Tüm dostlarım öyle der. | Open Subtitles | "رجاءً ، نادني "اداليند كل اصدقائي ينادونني كذلك |
| Belki de Adalind ve bebeğini buraya, Nick'e getirmen tesadüf değildir. | Open Subtitles | ربما ليست مصادفة إنك من أحضر (اداليند) وطفلتها هنا لـ (نيك) |
| Adalind ve bebeğin onunla birlikte olmasının çok tehlikeli olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول له إنه خطير جداً لـ (اداليند) والطفلة أن يعيشوا معه |
| Galiba Adalind hâlâ ayakta. | Open Subtitles | اعتقد ان اداليند ربما لا تزال مستقيظة |
| Adalind'le ilk yattığımda Juliette olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | اول مره ضاجعت اداليند اعتقدتها جولييت |