| Onun o güzel kahverengi gözlerini oyup ..onu s.keceğim ta ki beyni kulaklarından dökülene kadar. | Open Subtitles | انا ساقوم بفقأ عينيه الجميلتين وساذيب مخه حتى يسيل من بين اذنيه |
| Nasılsa birkaç yıla, tümör kulaklarından akmaya başladığında kendisi fark edecektir. | Open Subtitles | سيلاحظه بالنهاية عندما يبدأ بالتسرب من اذنيه |
| Gerçi bahşiş ücretini anlamaya çalışırken kulaklarından duman çıktığını gördüm. | Open Subtitles | علي الرغم انه عندما كان يحاول معرفه البقشيش، انا متاكد اني رايت دخان يخرج من اذنيه |
| Koca Buck'ın kulağında koca bir yara izi vardı. - Deri işitme cihazı takmış gibi görünüyordu. | Open Subtitles | باكي كان لديه شعر كثيف يخرج من اذنيه كأنه قرد |
| İki kulağında taş küpe. Hep siyah takım giyiyor. | Open Subtitles | ويضع حلق الماس في اذنيه ودائماً في بدلة سوداء |
| Hiç, kulaklarında küpe deliği olup olmadığına dikkat ettiniz mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ اذنيه ان كانت مثقوبة لوضع الحلقان ؟ |
| Odun gibi kokan ve kulaklarında büyük "keçi söğüt"leri olan Dede Griffin mi? | Open Subtitles | هل هو الذي رائحته مثل الحطب ولديه شعر كثيف في اذنيه ؟ |
| Gözlerinden, kulaklarından, burnundan ve ağzından kan gelmiş. | Open Subtitles | نزف من عينيه, اذنيه , انفه و فمه. |
| Onu kulaklarından tespit ederek Heathrow Havaalanı'nda yakaladılar. | Open Subtitles | قد قبضوا عليه من مطار "هيثرو" عن طريق التعرف على اذنيه |
| İşersin, kan dökersin. kulaklarından cerahat akar. Nesi var? | Open Subtitles | ان الدم ينزل من اذنيه |
| kulaklarında da kir var. | Open Subtitles | ولديه بعض الاوساخ على اذنيه |