| Bu suçu işleyen korkaklar cezasız kalmamalı. | Open Subtitles | الجبناء الذين ارتكبوا هذا العمل الإجرامي يجب إلا يمر دون عقاب |
| Yani cezasını çektiğim suçu işleyen kişinin bir başkası olduğunu. | Open Subtitles | ذلك هناك رجل آخر من هناك الذين ارتكبوا الجريمة أنني قضى فترة. |
| Bu kişiler, tarif edilemeyecek kötülükte suçlar işlemiş. | TED | هؤلاء الأشخاص ارتكبوا أفعالاً شريرة لا تكاد توصف |
| Tabii ki korkunç suçlar işlemiş insanlar da var. | TED | وبالطبع هناك أشخاص ارتكبوا جرائم فظيعة، |
| Kesinlikle, geçmişte hatalar yaptılar, ama kalemlerin, silgilerinin olmasının nedeni de bu değil mi. | Open Subtitles | لا شك أنهم ارتكبوا فظائع فيما مضى ولكن لهذا تحتوي الأقلام الرصاص على محايات. |
| Annem hep tüp bebek kliniğinde hata yaptıklarını söylerdi ama bu kadarı da... | Open Subtitles | أمي كانت تقول دوماً أنهم ارتكبوا خطأ في عيادة التخصيب الصناعي، لكن تباً. |
| Tam olarak 19 kişi hüküm giydi ve sadece altısı cinayet nedeniyleydi. | Open Subtitles | على وجه الدقة 19شخصاً أودينوا و 6 فقط ارتكبوا جرائم قتل |
| Günah işleyen insanlara bakış şekli çok huzur dolu ve rahatlatıcı. | Open Subtitles | فالطريقة التي ينظر بها ...للناس الذين ارتكبوا الخطايا مليئة بالسلام والارتياح |
| Cinayet işleyen kökten dincilerin yanında polisler askerler de affedildi. | Open Subtitles | المتطرفون المتدينون ، ولكن ايضا رجال الشرطة ، الجنود الذين ارتكبوا جرائم القتل |
| Böyle suçları işleyen çiftlerden birçok örnek verebiliriz. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمثلة عن الأزواج الذين ارتكبوا جرائم متسلسلة. |
| Demek ki ağır yağma suçu işleyen her iki tarafın da utanması gerekir. | Open Subtitles | وهكذا كلا الطرفين قد ارتكبوا أعمال السلب عليهم أن يخجلوا منها |
| Bu acımasız suçu işleyen kişiler şu anda tutuklanmış ve gözetimimiz altında bulunmaktadırlar. | Open Subtitles | الجناة الذين ارتكبوا هذه الجريمة متحجر القلب تم القبض عليهم و الآن في سجوننا. |
| Ve bu korkunç suçları işleyen adam. | Open Subtitles | وللرجل الذين ارتكبوا هذه الجرائم المروعة، |
| Artık sadece bir katilin peşinde değiliz, yedi ayrı cinayet işlemiş yedi tane katili arıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نبحث عن 1 مطلق النار , نحن نبحث عن الجناة مختلفة 7 ارتكبوا جرائم مختلفة أن 7 |
| Sadece kamyonu kullandığınızı söylediniz ve size inanıyorum ve gerçekten suç işlemiş iki kişi de elimizde. | Open Subtitles | قلت انك كنت سائق الشاحنة وانا اصدقكك ولكن نريد السادة اللذين ارتكبوا الجريمة في الواقع |
| Günah işlemiş ve bedelini ödemek zorundadır. | Open Subtitles | ارتكبوا الآثام، والآن حان وقت دفعِ الثمن |
| Bu yanlış. Bir hata yaptılar. Bizi başka birileri sanıyorlar. | Open Subtitles | هذا خطأ ، ارتكبوا خطأ ويعتقدون أننا زوجين آخرين |
| Öncelikle, Demokratlar Kongre'de trajik bir hata yaptılar kendilerini hükümetin bir parçası olarak gördüler. | Open Subtitles | أولا، الديموقراطيين في الكونجرس ارتكبوا خطأ شنيع يبدو بأنهم يعتقدون بأنهم جزء من الحكومة |
| Ve bu suçu işleyenlerin hepsi cezalandırıldı. | Open Subtitles | وهؤلاء الذين ارتكبوا الجريمه لقد تمت معاقبتهم |
| The Post'u arayıp bir hata yaptıklarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أَدْعو المركز لإخْبارهم بانهم ارتكبوا خطأ |
| Tam olarak 19 kişi hüküm giydi ve sadece altısı cinayet nedeniyleydi. | Open Subtitles | على وجه الدقة 19شخصاً أودينوا و 6 فقط ارتكبوا جرائم قتل |