| Sam'den şüphelenmiyordun da dün gece güzergâhını değiştirdi diye neden sorguya çektin? | Open Subtitles | إذا لم تكن مشتبها في سام إذن لماذا استجوبته في السيارة ليلة البارحة عندما غير مساره؟ |
| Polisler onu sorguya çektiği anda paniklemeye ve bana kumpas kurmaya başladı. | Open Subtitles | اللحظة التي استجوبته الشرطة، لقد بدأ يرتعب ولفق التهمة لي. |
| SCPD 2002'de sorguya çekmiş ama bize göre hikayeyi tam anlatmadı. | Open Subtitles | شرطة (ستارلينغ) استجوبته عام 2002، لكننا لا نظنهم حصّلوا كامل القصّة. |
| Onıu iki saat sorguladım. Tek bir ses bile çıkarmadı. | Open Subtitles | لقد استجوبته لساعتين لم ينطق بكلمه واحده |
| Ben sorguladım! Onar sorguladı! Evini aradık. | Open Subtitles | لقد استجوبته و هم استجوبوه و قد فتشنا منزله |
| Onu sorguya çektin mi? | Open Subtitles | هل استجوبته بعد؟ |
| Yemen'de sorguya çekerken. | Open Subtitles | لقد استجوبته في اليمن. |
| Haftalarca sorguya çektik. | Open Subtitles | استجوبته لأسابيع |
| Bir dakika. Şuna bakın, ilk sorguya aldığınız adam... Milt Langley. | Open Subtitles | مهلاً، الشخص الأوّل الذي استجوبته ...(ميلت لانغلي) |
| Ben sorguladım zaten... 3 kere. | Open Subtitles | لقد استجوبته ثلاث مرات |
| - sorguladım. | Open Subtitles | -لقد استجوبته . |
| - sorguladım, oradan. | Open Subtitles | لأنى استجوبته |
| - sorguladım, oradan. | Open Subtitles | لأنى استجوبته |
| Polis onu sorguladı ve bu işe karışmış olmadığına karar verdiler. | Open Subtitles | استجوبته الشرطة و اتّضحَ ألّا علاقةَ له. |