| Ve biz Karayiplerin en büyük özel istihbarat ağına ulaştık. | Open Subtitles | ونحن نكسب الوصول لأكبر شبكة استخبارات خاصة في البحر الكاريبي |
| Bu kadın yalnız da çalışıyor olabilir, yabancı bir istihbarat örgütüyle de. | Open Subtitles | ربما تعمل هذه المرأة بمفردها أو أنها تعمل لصالح جهاز استخبارات أجنبي |
| Sayın Yargıç, ben eski bir istihbarat subayıyım. CIA için çalışıyordum. | Open Subtitles | حضرة القاضي، أنا ضابطة استخبارات سابقة كنت أعمل في وكالة الاستخبارات |
| O gün Pakistan İstihbaratı adına çalışan bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك عون استخبارات باكستاني على الميدان في ذلك اليوم. |
| Burasını istihbarat dinliyor olmalı. | Open Subtitles | استخبارات ربما حصلت هذا المكان غريب. نعم؟ |
| Babası ordu da İstihbarat'taydı çift taraflı çalışıyordu. | Open Subtitles | عمل والدة معى فى وحدة استخبارات الجيش وكان عميلا مزدوجا |
| Babası Ordu İstihbarat birimimde idi. Çift taraflı ajandı. | Open Subtitles | عمل والدة معى فى وحدة استخبارات الجيش وكان عميلا مزدوجا |
| Bunun için 70 istihbarat servisinden dosyalar alındı. | Open Subtitles | متضمنة ملفات من 70 وكالة استخبارات اجنبية |
| Ayrıca, Çin, bilgiyi dünyadaki herhangi bir istihbarat ajansıyla paylaşabilir. | Open Subtitles | كما أن الصينيون سوف يتشاطرون هذه المعلومات مع أي وكالة استخبارات في العالم |
| En üst seviye gizlilikte idare edilen bagimsiz uluslararasi istihbarat teskilâti. | Open Subtitles | وهي عبارة عن وكالة استخبارات دولية مستقلة بذاتها تقوم بعملياتها على مستوى مرتفع من السرّية والحذر |
| Bana sirket aleyhine ise yarar bir istihbarat getirirsen seni bassavciya bizzat ben gotururum. | Open Subtitles | , احضر ليه استخبارات موثقة ضد الكومباني وسوف ادخلك بداخل مكتب المدعي العام بنفسي |
| İstihbarat kurumları için çalışıyorsanız, bir resmi yapı içinde çalışıyorsunuzdur. | Open Subtitles | عندما تعمل مع وكالة استخبارات ، فإنك تعمل خلال اطار هيكل رسمي |
| Ama neden bir Pentagon istihbarat subayı askeri danışmanlık yapsın ki? | Open Subtitles | لكن لماذا ضابط استخبارات للبنتاغون يتصرف كـمستشار عسكري؟ |
| Bu Amerikan İstihbarat Teşkilatının güvenli evlerinden biri, ...ve yurt dışı görevleri için kullanmak üzere silah deposu olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | هذا هو بيت أمان لوكالة استخبارات أمريكية و هم يستخدمونه لتخزين الأسلحة التي يستخدمونها في المهمات خارج البلاد |
| - Jack yüz tanıma programı, Kamistan'ın istihbarat bilgileriyle bir eşleşme yakaladı. | Open Subtitles | برنامج التعرف على الوجوه حصل على مطابقة مع ملفات استخبارات الجمهورية |
| Görevi boyunca Savunma İstihbarat Örgütü, Taliban'a karşı Amerikalılarla çalışmaya gönüllü olan bir grup Afgan aşiret lideri buldular. | Open Subtitles | خلال فترة انتشاره وكالة استخبارات الدفاع حددوا موقع قائد متمردين أفغاني ينوي العمل مع الأمريكيين ضد " طالبان " |
| Donanma İstihbarat Bürosu, ...birisinin Afganistandaki savaşla ilgili olan binlerce Gizli Pentagon dosyalarını içeren bir dosyayı yüklediğini fark etti. | Open Subtitles | مكتب استخبارات نيفل كشفوا شخصاَ يرفع الملفات المحتوية على آلاف من وثائق البنتاقون السرية |
| Müttefik İstihbaratı, planlanan bu saldırıyı ancak bir hafta önce öğrenebildi. | Open Subtitles | استخبارات الحلفاء كانوا يدرسون مشروع الغاره والميعاد المحدد اسبوع واحد |
| - Evet. - Düşündüğümden daha yüksek bir CIA'e sahip olmalısın. | Open Subtitles | حسنا يجب أن يكون لديك استخبارات أكثر من ما اعتقدت |
| Herhâlde Majestelerinin Gizli Servisinin Meadowbank Okulunda ne aradığını söyleme nezaketinde bulunursunuz. | Open Subtitles | عميل استخبارات خاص بجلالته ماذا يفعل في مدرسة ً ميدووبـــنك ً ؟ |
| O gün, Ordu İstihbaratından bazı adamlar Dallas'taymış. | Open Subtitles | في الحقيقة, بعض رجال استخبارات الجيش كانت في دالاس ذلك اليوم |
| İstihbarattan gelen bilgiye göre, adı John Porter. | Open Subtitles | الأسم، (جون بورتر)، عميل استخبارات بريطاني ضال. |