| Tom ve Lynette hayatlarını ayırmaya karar verdi, ve bundan Jane faydalandı. | Open Subtitles | توم و لينيت ابتعدا عن بعضهما اكثر و جاين استغلت ذلك |
| İki bölgeye de yayıldığını bildiği için bundan faydalandı. | Open Subtitles | هي استغلت الموقف لأنها تعلم أنك مشتت بين مقاطعتين. |
| Müvekkilimden faydalandı. | Open Subtitles | لقد استغلت موكلي |
| Eline geçen bu yeni ünü, mesajını kuvvetlendirmek için kullandı. | TED | استغلت ويلز شهرتها الوليدة لتوسيع رسالتها، |
| Birçok sınıf, bu yozlaşmış gelenekleri kötüye kullandı ancak hiç kimse onları Guelfi Neri veya Siyah Guelfolar kadar desteklemedi. | TED | استغلت كثير من المجموعات هذه العادات الفاسدة، لكن القليل منهم دعمهم مثل الغويلفيون السود أوالجويلف البيض |
| ...bunun yerine senin güvenini kötüye kullandı ve seni hiçbir çocuğun yapmaması gereken şeyleri yapmaya zorladı. | Open Subtitles | و بدلا من هذا استغلت ثقتك و جعلتك تقوم بأشياء لا يجب على اى طفل فعلها ابدا |
| Evelyn bundan faydalandı. | Open Subtitles | استغلت "إفيلين" ذلك وحسب. |
| Donanma onun dil konusundaki yeteneğinden faydalandı. | Open Subtitles | البحرية استغلت مهارات (مايكل) اللغوية. |
| Seni elde edebilmek için sempatini kazanmak için babasının ölümünü kullandı. | Open Subtitles | لتحكم قبضتها عليك استغلت حتى اسم والدها الميت لتثير شفقتك |
| Annemi saraydan uzaklaşması için tehdit ederken bu bilgiyi kullandı. | Open Subtitles | لقد استغلت هذه المعلومة لتبتز أمي كي تجعلها تغادر البلاط الملكي. |
| Bunun hakkında gidip onla konuşunca, sana olan saplantımı, beni deli olarak göstermek için kullandı. | Open Subtitles | و حين واجهتها بخصوص ذلك استغلت هوسي بك لتجعل الأمر يبدو أنني مجنون |
| Sayımız azdı ve S.H.I.E.L.D. bu avantajı kullandı. | Open Subtitles | لقد كانوا يفوقوننا عدداً، وقد استغلت (شيلد) هذه الأفضلية. |
| Shepherd, güvenlik protokollerimizi bize karşı kullandı. | Open Subtitles | استغلت (شيبارد) بروتوكولات الأمن خاصتنا ضدنا |