| Milyonda bir ihtimal o gerzeğin hayatındaki en büyük şanstı ve onu da iyi kullandı. | Open Subtitles | فرصه واحده فى المليون كانت لتلك الأبله وقد استغلها جيدآ |
| Utanmazca onu kullandı. | Open Subtitles | صديقى استغلها بلاخجلو بدون ان يشعر بالعار |
| Onu kullandı ve yoluna çıktığı zaman da öldürdü. | Open Subtitles | استغلها, وقتلها بعد ذلك. عندما وقَفت بطريقهُ |
| Açık konuşmak gerekirse önce onu sarhoş etti ve ondan faydalandı. | Open Subtitles | أساساً، ما فعله هو أنهجعلهاضائعة... و استغلها. |
| faydalandı ondan. | Open Subtitles | أعني، لقد استغلها حقًا. |
| Ve o adam ondan faydalandı. | Open Subtitles | ذاك الرجل استغلها. |
| Kaçma fırsatı bulup değerlendirmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد انه وجد فرصة للهرب و استغلها |
| Kız uygundu bu nedenle onu kullandı, bu kadar basit. | Open Subtitles | لذا فقد استغلها, هكذا بكل بساطة |
| Onu hiçbir zaman sevmedi. Sadece kullandı. | Open Subtitles | لم يحبها أبداً لقد استغلها |
| Dikkatimizi dagıtmak için kadını kullandı. | Open Subtitles | لقد استغلها كإلهاء |
| Onu kullandı Chris. Tıpkı herkesi kullandığı gibi. | Open Subtitles | لقد استغلها يا (كريس), مثلما استغل الجميع |
| Reddington onları seni takip etmek ve böylece beni yakalamak için kullandı. | Open Subtitles | (ريدينغتون) استغلها ...لمطاردتك .ليصل إليك، وإليَّ |
| Durumdan faydalandı. | Open Subtitles | - لقد استغلها - |
| Kızımdan faydalandı. | Open Subtitles | لقد استغلها |
| Durumdan faydalandı. | Open Subtitles | -لقد استغلها |
| Bu onun için bir fırsatmış ve o fırsatı değerlendirmiş. | Open Subtitles | كانت هذه فرصتة, وقد استغلها |