| Televizyona çıkacağım. Bir telefon geldi ve bir başvuru formu aldım. | Open Subtitles | سوف اظهر على التليفزيون لقد اتصلوا بى واعطونى استمارة لكى املئها |
| O zaman elindeki de olimpiyat seçmeleri giriş formu olmalı. | Open Subtitles | واعتقد انه جاء ومعه استمارة دخول التصفيات ل يون شيك |
| Bu parayı kazandığınıza dair bir form yolladık mı size? | Open Subtitles | هل أرسلنا لك استمارة تقول انه يتوجب دفع هذا المال؟ |
| Bir form doldurmak zorundaydınız. Sorulardan birinde, aile büyükleriniz arasında Yahudi olup olmadığı soruluyordu. Benim yoktu. | Open Subtitles | كان عليك أن تملئ استمارة بيانات محدد بها سؤال عن ما اذا كان أى من اجدادك من اليهود |
| Bu rıza formunu imzalayarak, vücudunu asil bir davaya bağışlamış olacaksın. | Open Subtitles | بتوقيعك على استمارة الموافقة هذه ستتبرع بجسدك من أجل قضية نبيلة |
| Belediye meclisi seçimleri için adaylığımı koyacağım ve anladığım kadarıyla formu buradan alacakmışım. | Open Subtitles | أنا أترشح لرئاسة مجلس البلدة و علمت أنه يجب أن اخذ استمارة هنا. |
| Ve beni Pittsburgh Üniversitesi'ne kadar götürdü orada bir başvuru formu doldurdum ve gözetim altında kabul edildim. | TED | و قادني الى جامعة بيتسبوغ حيث ملأت استمارة الكلية وتم قبولي تحت الاختبار. |
| Şimdiki ve geçmişteki ilişkilerim hakkında sorular cevapladığım uzun bir başvuru formu doldurdum. | TED | ملأت استمارة طلب طويلة، مجيبة عن اسئلة حول انتماءاتي الحالية والماضية. |
| Seçmen kayıt formu doldurduğunuzda onlar formları işleme koyan ve sizi listeye ekleyen kişiler. | TED | فعندما يملأ أحدهم استمارة تسجيل ناخب فهما المسؤولان عن معالجة الاستمارات ومن ثم إضافته إلى القائمة. |
| İki hafta önce bir başvuru formu doldurdum. | Open Subtitles | حسنا، لقد ملأت استمارة منذ حوالي أسبوعين |
| Ben Aaheja Aaheja'dan geliyorum. Bir tane kasa kiralama formu istiyorum. | Open Subtitles | أنا من شركة أهيجا و أهيجا وأريد استمارة صندوق إيـــداع |
| Her tutuklu için bir form tutulur ve bırakılır. | Open Subtitles | كل استمارة تشير إلي سجين قُبض عليه ثم أطُلق سراحه |
| Ben, bayan bana bir form ver dedim. Ama bayan, ben bayan değilim diyor. | Open Subtitles | أنا سأقول , السيدة أعطتني استمارة وقالت أنها ليست سيدة |
| Bürokrasi daima beni şaşırtmayı başarıyor. On iki tane form doldurdum. | Open Subtitles | لقد إضطررتُ لتعبئة إثنا عشر استمارة للحصول فقط على هذه البطاقة المفتاحية للطابق السابع، |
| Bütün yapmamız gereken, bu milletvekili başvuru formunu doldurmak. | Open Subtitles | حسناً, كل ماعلينا فعله أن نملء استمارة النائب هذه |
| Bu arada, yeni arkadaşlarınız, şuradaki beyzbol takımına katılım formunu imzalayacak ve size de oynamayı umut etmek kalacak. | Open Subtitles | بالمناسبة يا رفاق هناك استمارة تسجيل، لفريق الكرة الخفيفة على اللوحة هناك، في حال كنتم ترغبون في اللعب. |
| Anne, yapman gereken, kayıt formumu imzalamak. | Open Subtitles | أمي، ما يجب عليكِ هو أن توقعي استمارة التحاقي بالمدرسة |
| Elimizdeki kabul formunda dokuz saat önce yediği yazıyor. | Open Subtitles | ولكن استمارة الدخول تقول أنها أكلت قبلها بتسع ساعات |
| FBI mahkeme belgesi ve otel odasını kontrol etti. | Open Subtitles | لقد تفقّدت المباحث الفيدراليّة استمارة المثول القضائيّ وغرفته بالفندق |
| Henüz İK formlarını imzalamadık. | Open Subtitles | فنحن لم نوقع استمارة الموارد البشرية بعد |
| Başlamadan önce şu feragat belgesini doldurmanız gerekiyor. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ,أريكم أن تملأوا استمارة تنازل |
| N-400 formunuz, dosya ücretiniz, parmak iziniz ve fotoğrafınız bizde. | Open Subtitles | نحنُ سنقوم بمليء استمارة الـ إن -400 وعليك دفع رسوم الإيداع لو نجحت بخصوص خلفيتك العائلية |
| -İş başvurusu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | كضابط بوليس أحتاج الى استمارة توظيف |
| Mesela geçen gün kredi kartı başvurusunda bulundum ve hemen kabul edildi. | Open Subtitles | مثل قبل عدة أيام حصلت علي استمارة بطاقة ائتمان و حصلت علي موافقة مُسبقة |