| Tamam, orda her ne oluyorsa sana orda iyi eğlenceler, çünkü harika görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، استمتعي بما تفعلينه هنا، لأنه يبدو رائعاً |
| İyi eğlenceler. Saat 9'da sinemanın önünden alırım seni. | Open Subtitles | حسناً إلى اللقاء استمتعي بوقتك و سآتي لاصطحابك من المسرح في الثامنة |
| Yeniden evinde olmanın tadını çıkar. | Open Subtitles | ببساطة، استمتعي بعودتكِ إلى الوطن ثانيةً. |
| Bu senin işin değil, Forge. Arkana yaslan ve tadını çıkar. | Open Subtitles | اتركي الموضوع لي يا فوريج استمتعي بالرحلة |
| Korkma, keyfini çıkar. Şuna bak. | Open Subtitles | لا تكوني متوترة استمتعي بالأمر وحسب، انظري |
| - Biraz eğlen. | Open Subtitles | استمتعي بوقتك قليلاً، على إحدانا أن تفعل على الأقل. |
| Pekala, evlat, işte su orada. keyfine bak. | Open Subtitles | حسناً يا ابنتي ، أمامك الماء استمتعي بوقتك |
| Küçük partinde iyi eğlenceler kendine iyi bak. | Open Subtitles | حسنا, استمتعي بحفلتك و اعتني بنفسك, حسنا؟ |
| İyi eğlenceler. Bir şeye ihtiyacınız olursa beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً,استمتعي بوقتكِ وأعلميني إذا احتجتِ إلى أي شئ؟ |
| Seni gördüğüme sevindim, C. İyi eğlenceler. | Open Subtitles | سيليست من الجميل رؤيتك هنا, استمتعي بوقتك |
| Eski moda flörtün ve soğuk duşlarında iyi eğlenceler. | Open Subtitles | استمتعي بمغازلتكِ ذات الطراز القديم وحمامكِ البارد. |
| Randevunda iyi eğlenceler. Hey, Zach, ben Zoe tekrar, Ruby'nin arkadaşı? | Open Subtitles | استمتعي بالموعد مرحبا زالك , هذه زوي مجددا صديقة روبي |
| Bu yüzden, bu anın tadını çıkar, rüyanın tadını çıkar, çünkü senin açından, asla bundan daha fazlası olmayacak. | Open Subtitles | لذا فاستمتعي بهذه اللحظة استمتعي بحلمك لأنه بالنسبة لكِ لن يتعدى الأمر هذا |
| Fırsatın varken tadını çıkar. Eğer uçuşumuz iptal edilmeseydi, bunu yaparken pek rahat olmazdım. | Open Subtitles | حسناً، استمتعي طالما تستطيعين، لو لم تُلغى رحلتنا ما كنت لأقوم بهذا |
| Aya doğru yol alıyorsun. Yolculuğun tadını çıkar. | Open Subtitles | ونحن في طريقنا إلى القمر، استمتعي بالرحلة |
| Gruba katıl ve şu üç günün tadını çıkar. | Open Subtitles | اندمجي مع المجموعة و استمتعي بهذه الأيام الثلاثة |
| keyfini çıkar çünkü yapacağın iş çok önemli. | Open Subtitles | استمتعي بوقتك, لان هذا هو اهم شيء |
| Ofis hâlâ seninken keyfini çıkar. | Open Subtitles | استمتعي بهذا المكتب طالما هو ملكك |
| Oraya gir ve işte, biraz eğlen. | Open Subtitles | فقط إدخلي إلى هناك، تعلمين, استمتعي بهذا. |
| Burası oturma odası. Okumak falan istersen keyfine bak. | Open Subtitles | هذه غرفة المعيشة استمتعي بما تحبين قراءته |
| İdareciyle konuştum, haftaya gelecekmiş. Neyse, afiyet olsun. - İyi misin? | Open Subtitles | وتكلمت مع المدير ولا يجب ان تهتمي لشيء لذا استمتعي بذلك |
| Geriye kalan son saatlerinizin tadını çıkarın neredeyse buraya varmak üzere. | Open Subtitles | استمتعي بالساعات القليلة الأخيرة المتبقية لك لأنه شارَف على الوصول إلى هنا |