| Ah, şu küçük çekmecelere bayıldım. Oh, baksana! 300 CD koyulabiliyormuş. | Open Subtitles | انظري الى هذه الدروج الصغيرة مكتوب أنها تتحمل30 0 اسطوانة مدمجة |
| Ayrıca yaptığım karışık CD var onu da arabaya koydum. | Open Subtitles | وهنالك اسطوانة منوّعة قد أعددتها لكِ في مشغّل السيارة بالفعل |
| Aşağıya inip bir plak çıkarmak ister misiniz? | Open Subtitles | السيد موريسون؟ ماذا عن نزولك من هناك و نناقش تسجيل اسطوانة جديدة؟ |
| Her bir silindir zamanın bir parçası. | TED | وكل اسطوانة ثلجية تعبر عن حقبة زمنية معينة |
| George, sen tüp falan taşıyamazsın. | Open Subtitles | يا جورج، لا يمكنك حمل أي اسطوانة |
| - Tabii. Ben bir DVD alırım. Hafif bir şey. | Open Subtitles | نعم، سأستأجر اسطوانة رقميّة شيء خفيف |
| Ve şimdi size şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Oprah Winfrey'de görülmüş olması 10.000 CD sattırır. | TED | و استطيع ان اقول لكم الان بيقين مطلق ان الظهور ببرنامج اوبرا وينفري سيحقق بيع عشرة الاف اسطوانة. |
| Aslında Phil Collins CD sini bıraktı ama o benim bile değildi. | Open Subtitles | ترك لي اسطوانة لفيل كولينز لم تكن حتى تخصني. |
| Ona bu şarkının bir CD'sini yapıp vereceğim. | Open Subtitles | سأصنع له اسطوانة من هذا اللحن وفي كل مرّة يسمعها |
| Şimdi de toplama bir CD çıkarmaya hazırlanıyorum. | Open Subtitles | و الآن أقوم بتنفيذ اسطوانة بها عدة أغان مجمعة |
| Kendimi yırtmış sayıyordum..., ta ki bana karışık bir CD yapana kadar. | Open Subtitles | .. و أعتقدت بأنني في السليم حتى أعدت لي اسطوانة موسيقية |
| Karışık bir CD. Senin için hazırladım. | Open Subtitles | انها اسطوانة لكوكتيل من الأغاني قمت بعملها مخصوصآ لك |
| Sadece tek bir hit plak yapıp... sonra da o tek plak 90'larda istediğini yatağa atmasına... yettiği için emekli oldu. | Open Subtitles | ثم تقاعد بعدها لأنه عرف أن اسطوانة واحدة كانت كافية لتجعله يمارس الحب فى التسعينات بأكملها |
| Dinle kırık plak gibi tekrarlıyor olacağım ama biz arkadaşız. | Open Subtitles | تعرف, أعرف أننيّ أبدو مثل اسطوانة مشروخة لكننا أصدقاء . |
| Şu salak iyi ki bir plak yaptı, gören orkestranın yıldızı sanır. | Open Subtitles | هذا الغبي يسجل اسطوانة واحدة و يظن أنه نجم الفرقة |
| Dört çevrimli silindir kafası... | Open Subtitles | رأس اسطوانة ذات اربع مراحل اخبره عن الشاحن التروبيني |
| Bir boru ,silindir yada beysbol sopasıyla vurularak öldürülmüş. | Open Subtitles | ضرب حتى الموت بأنبوب او اسطوانة او ربما بمضرب بيسبولِ |
| Kepçe, silindir ve geri dönüştürülebilir atıkları toplama aracı mı? | Open Subtitles | حفّار وجرّار ذو اسطوانة وسيّارة صرف صحيّ مُجدّدة؟ |
| Ne oldu? Evimdeki tüp patladı. | Open Subtitles | اسطوانة الغاز انفجرت في منزلي |
| Aynı dönemde kaç DVD sattığımı biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلم كم اسطوانة بعتها خلال نفس الفترة؟ |
| Eğer çalamayacaksın bir plağa sahip olmanın ne anlamı var ki? | Open Subtitles | ... ما الفائدة من امتلاك اسطوانة إذا كنت لا تنوي تشغيلها؟ |
| albüm satmaya çalışıyorum, anılara yolculuk istemiyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أبيع اسطوانة و ليس استعادة للذكريات |
| Duman davulu, neyin var senin? | Open Subtitles | تلك هى اسطوانة الدخان. ماذا أصابك بحق الجحيم؟ |
| Kavrama silindiri. | Open Subtitles | اسطوانة الفاصل الرئيسية |
| serif, adamin üzerinde bir sey vardi anfizem hastalarinin oksijen tüpüne benzer bir sey. | Open Subtitles | كان لديه شيء عليه مثل اسطوانة أوكسجين للربو أو شيء من هذا |