| O kadar çok seviyormuş ki dişleri şekerden dolayı çürümüş ve kararmış. | Open Subtitles | ولع كبير جدا حتى اصبحت اسنانها متعفنه وتحولت لونها للاسود من السكر |
| Onun olduğu dişleri adli tıbba gönderildikten sonra teyit edildi. | Open Subtitles | استطعنا فقط التأكد بأنها هي بعد ان ارسلنا اسنانها للمختبر |
| Daha da iyisi, Lloyd'un kızının diş telleri yerinde kalacak ve babası gibi güzel bir gülümseyişe sahip olacak. | Open Subtitles | والافضل من ذلك ان تحتفظ ابنة لويد بحمالات اسنانها وتحصل على تلك الابتسامة المنتصرة مثل والدها |
| diş minesinde fluoroz var daimi dişlerinde renk bozukluğu. | Open Subtitles | لديها فلور على المينا تغير لون اسنانها الدائمة |
| Onun Dişlerini düzeltti, beni terketti, ...dün gece de evlendiler. | Open Subtitles | اصلح لها اسنانها , ومن ثم هجرني و البارحة تزوجوا |
| Öyle mi? Nefesi kokuyor muydu? Atlar Dişlerini fırçalamaz da ondan dedim. | Open Subtitles | هل كان لديها تنفس سيء؟ هذا بسبب أن الاحصنة لا تٌفرش اسنانها |
| Bir kaç gündür yataktan çıkmadı ve bunun anlamı dişini hiç fırçalamadı, orası kötü. | Open Subtitles | بأنها لم تقم من على السرير لمدة يومين وذلك يعني بأنها لم تفرش اسنانها لذلك رائحة نفسها سيء |
| Ama onun üzüm gibi dudakları, kuru üzüm gibi de gözleri var... ve nar taneli dişleri ve Kashmir elması gibi yanakları var. | Open Subtitles | لديها شفاه كالعنب وعينين كالزبيب اسنانها كالرمان وخديها كالكشمير |
| Geçen sefer yanımda duran kadını hatırladın mı? dişleri dökülmüştü. | Open Subtitles | اتعرفين السيده التى كانت بجانبى المره السابقه اسنانها كانت للخارج ايضا |
| Birisi diş kayıtlarına erişimi engellemek için dişleri ve çenesini parçalamış. | Open Subtitles | شخص ما حطم اسنانها, الفك السفلي والعلوي لمنع التعرف على ماهية اسنانها. |
| Bunun bütün dişleri yerinde. Görmeleri için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | هذه لديها جميع اسنانها. لا يسعني الإنتظار لكي يرونه. |
| Çünkü ön dişleri dudaklarının üzerine böyle çıkardı. | Open Subtitles | لان اسنانها كانت ظاهره خارج الشفاه كذلك |
| -Yani "mâsum" diye haykırmak güç. -Kadının dişleri sökülmüş. | Open Subtitles | اعني ، لا وجود للبراءه الآن - اسنانها مخلوعه - |
| İnsanlar Dişlerini fırçalıyo ve diş ipi kullanıyorlar. | TED | فالناس غدت تنظف وتلمع اسنانها |
| Ancak bu köpekler yüksek sesle havlıyor ve diş gösteriyor. | Open Subtitles | ... ولكن هذه الكلاب تنبح بصوت عال وتظهر اسنانها |
| Sana yemin ederim Dişlerini kullandı ve ayaklarını ona sildi. | Open Subtitles | أقسم أنها استعملت اسنانها ومسحت أقدامها عليه |
| Dişlerini sıktı, topuklarını bastırdı... ve dayandı. | Open Subtitles | كانت تجز على اسنانها وحذائها في الفرس وممسكة به |
| Her gün yıkandım ve günde üç kere Dişlerini yıkadım. | Open Subtitles | قمت بأستحمامها كل يوم , فرشت اسنانها كل 3 مرات في اليوم |
| Düşünebildiğim tek şey, kırık dişini başka birine göstereceği idi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكنني التفكير حياله إنها ستظهر اسنانها البشعة لشخص آخر. |
| Mabel yine dişini unutmuş. | Open Subtitles | ميبيل تركت اسنانها مجددا |
| En iyi arkadaşımın dişlerinde sorun istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن ينتهي المطاف بصديقتي و اسنانها محطمة |
| dişlerinde senin deri parçaların var. | Open Subtitles | لقد وجدنا جلدكَ بين اسنانها |