| Otele yürüyeceğim. Bir kadeh viski bir bardak da bira alabilir miyim? Artık kendimi tanıyamıyorum. | Open Subtitles | سوف اسير الي النُزُل سوف احصل على شوت من الشعير وكوب من البيرة من فضلك ليس بإمكاني ان استمر في هذا |
| Beni bilirsin. Hep doğru yolda yürürüm. | Open Subtitles | انت تعرفنى , انا اسير فى خط مستقيم |
| Artık koltuk değneklerine ihtiyacım yoktu, havada yürüyordum. | TED | وانا اسير بدون عكازتي كان الامر كما المشي على الهواء |
| - Bu adam savaş esiri, Doktor. - Sen de öylesin ama farkında değilsin. | Open Subtitles | ـ انه اسير حرب يا دكتور ـ وانت كذلك الا انك لا تعلمين ذلك |
| Bu saçlı ve bu ganimetle, Siyah AmEx ile yürümek gibidir. | Open Subtitles | لأنه بفضل هذا الشعر وهذه المؤخرة، كأنني اسير مع بطاقة ائتمانية |
| Hayır, yürümem tavsiye ediliyor aslında. | Open Subtitles | لا ، المفروض ان اسير خمسة أميال كل يوم |
| Ve bir gün, caddede yürürken bu fahişeyi gördüğüm zaman, | Open Subtitles | وفي احد الايام كنت اسير في الشارع عندما رأيت ... هذه العاهرة |
| O gün iyi haberler aldım ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum, yardıma ihtiyaç duymadan Yürüyorum ve sekerek ilerliyorum. | TED | لقد تلقيت اخبارا جيدة ذلك اليوم انا اليوم قد شفيت تماما من السرطان وانا اسير بدون اي مساعدة واتامل بمستقبل مشرق |
| Tanrıya karşı sorumlu bir insan olarak bütünlük içinde yürüyeceğim. | Open Subtitles | سوف اسير باستقامه كرجل سوف يحاسب أمام الله |
| Her ihtimale karşı ben yarım mil kadar yürüyeceğim. | Open Subtitles | أنا سوف اسير نحو نصف ميل، على أي حال. |
| - Ben sahnede yürürüm. | Open Subtitles | انا اسير بعرض المسرح |
| - Seni onlara götüreyim. - Ben de seninle yürürüm o zaman. | Open Subtitles | سآخذك اليهما - سوف اسير معك - |
| Sinemaya doğru yürüyordum kırmızı ışıkta bekliyordum, köşede duruyordum sonra bir anda evsiz bir adam koşmaya başladı çığlık atıyordu, arkamı döndüm ve adamın bana doğru koştuğunu gördüm. | Open Subtitles | كنت اسير الى هنا الى المسرح وكنت عند الضوء الأحمر مثل، واقفا على هذه الزاوية وهذا الابله ، شخص متشرد جاء يركض نحوي |
| 'En önde yürüyordum.' | Open Subtitles | كنت اسير الى الامام ، والناس كانت تتبعني |
| Her grup lideri 20 savaş esiri alsın ve görev alanlarınıza dönün! | Open Subtitles | كل قائد مجموعة,لديه 20 اسير اذهبوا الى عملكم هيا |
| Sanki doğrudan ona yürümek istiyormuş gibi hissettim. | Open Subtitles | بدا الامر و كأني.. أنا فقط أردت. ان اسير حقاً على ذلك. |
| Tek başıma eve kadar yürümem güzel olur. | Open Subtitles | سيكون من اللطيف ان اسير للمنزل لوحدي |
| Ormanda yürürken, X noktası çiziliyor. | Open Subtitles | اسير بالغابات واضع علامات على النقاط |
| Bugün burda ayakta duruyorum sizinde gördüğünüz gibi, koltuk değnekleri veya bir baston olmadan Yürüyorum. | TED | وانا اقف اليوم اسير اليوم بدون عكازات .. ولا عصي |
| Savaşta esir düştüm. Birkaç hafta boyunca, Iraklılar bildiğim her şeyi onlara anlatmam için ikna etmeye uğraştılar. | Open Subtitles | لقد كنت اسير, قضيت اسابيع في نقاش مع العراقيين |
| Bir başka hikâyeye göre de 20 savaş esirine sigara vermiş. | Open Subtitles | و يحكي عنه ايضا انه اعطي السجائر الي 20 اسير "الماني" |
| ¤'Alevler içinde bir ormana dalacağım. ¤' | Open Subtitles | *من اجلكِ اسير عبر غابة من النيران* |