| Bir akşam da, işten döndükten sonra beni mağazaya götürmüştü sadece ikimiz ve bana ilk saatimi almıştı. | Open Subtitles | وأتذكر، ذات ليلة بعد إنتهاء العمل اصطحبني إلى المتجر فقط أنا وهو |
| 8 yaşımdayken babam beni New York'taki Blue Note stüdyosuna götürmüştü Marsden'i görmem için. | Open Subtitles | عندما كنت في الثامنه اصطحبني والدي الي حفل النوتة الزرقاء في نيويورك لرؤية مارسدين |
| Restorandaki temizlikçi oğlanlar da beni içmeye götürdü. | Open Subtitles | لذا، اصطحبني عمّال المطعم لاحتساء المشروب |
| Tanrıya şükür, memur Dan beni geçen hafta aşı olmaya götürdü. | Open Subtitles | شكرا لله الضابط دان اصطحبني لآخذ لقاح الإنفلونزا الأسبوع الماضي |
| Baba, bu yıl Burgund'a beni de götür. | Open Subtitles | أبي، اصطحبني معك برحلتك لبورغيند هذا العام |
| Daha fazla bilgiye ihtiyacım var. Bu gece beni şu nişanlanma partisine götür. | Open Subtitles | أحتاج للمزيد من المعلومات اصطحبني لخطوبة الليلة |
| Beni bir yerler en son ne zaman götürdüğünü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتذكّر آخر مرّة اصطحبني فيها للخارج. |
| Hey, hey, söz kaynanalardan açılmışken, Ethan ve Jackie beni annelerinin yeni oyununa götürdüler, ve gerçekten büyüleyiciydi. | Open Subtitles | -تتحدثين عن مصاهرتهم .. لقد اصطحبني إيثان وجاكي لحضور مسرحية والدتها .. كانت مضحكة |
| Evet, küçükken babam beni oraya götürmüştü. | Open Subtitles | نعم، والدي اصطحبني هناك عندما كنت أصغر سنا |
| İlk biram için baban, beni oraya götürmüştü. | Open Subtitles | اصطحبني والدك إلى هناك لأول شراب لى |
| babam beni maç izlemeye Boston'a götürmüştü. | Open Subtitles | اصطحبني والدي الى بوسطن لمشاهدة مباراة |
| Babam küçükken götürmüştü beni oraya. | Open Subtitles | اصطحبني والدي هناك لمّا كنت صغيرة، |
| Babam doğum günümde beni ava götürmüştü. | Open Subtitles | اصطحبني والدي للصيد في عيد ميلادي. |
| Küçükken Nancy ile Abel beni Doğa Tarihi Müzesi'ne götürmüştü, totem sergisine. | Open Subtitles | حين كنت صغيرة، اصطحبني "أيبل" و"نانسي" إلى متحف التاريخ الطبيعي، حيث كان هناك معرض عن الطواطم. |
| Ama ilk randevumuzda, Karl beni Meksika restoranına götürdü. | Open Subtitles | لكن في الموعد الأول كارل اصطحبني الى مطعم مكسيكي |
| Sağlık kulübüne götürdü beni ilk önce duş almam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | اصطحبني إلى أحد النوادي الصحيّة، وقال لي أننا يجب أن نستحمّ أوّلًا |
| Bu gece beni arabaların olduğu otoparka götürdü. | Open Subtitles | أظن ذلك الليلة، اصطحبني للمركن الذي يركنون فيه العربات |
| Doktor beni bu gezegenin geçmişine götürdü. | Open Subtitles | اصطحبني الدكتور إلى ذلك ... الكوكب منذ فترة |
| Şimdi bu konuyla ben ilgileneceğim. Beni restoranta götür. | Open Subtitles | سأعالج الأمر اصطحبني للمطعم |
| Beni "Daily Variety" dergisine götür, hızlı bir şekilde. | Open Subtitles | اصطحبني إلى (ديلي فارييتي)، على جناح السرعة! |
| Hayır, beni limana götür. | Open Subtitles | كلاّ , اصطحبني إلى المرفأ |
| Babamın beni tenis oynamaya götürdüğünü hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر المرة التي اصطحبني فيها أبي للعب التنس |
| Kocanın beni küçük Rusya gezisine götürdüğünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين عندما اصطحبني زوجكِ... إلى تلك الرحلة القصيرة إلى روسيا؟ ... |
| Hey, hey, söz kaynanalardan açılmışken, Ethan ve Jackie beni annelerinin yeni oyununa götürdüler, ve gerçekten büyüleyiciydi. | Open Subtitles | -تتحدثين عن مصاهرتهم .. لقد اصطحبني إيثان وجاكي لحضور مسرحية والدتها .. كانت مضحكة |