| Güreş, kalçanın yere gelmesine izin vermek, yalandan... yalandan balık yakalamak. | Open Subtitles | التصارع، السماح للثمر بأن يقتلع، بشكل مزيف اصطياد السمك بشكل مزيف |
| Hayır, ama bir tane tutup onu da diğerini yakalamak için kullanabilirim. | Open Subtitles | لا ، لكنني استطيع اصطياد سمكه واحده واستخدام تلك السمكه لاصطياد الاخرى |
| Bizim işimiz balina avlamak ve yeryüzünün lambaları için yağ elde etmek. | Open Subtitles | إن مهمتنا بالحياة اصطياد الحيتان ونأخذ من دهونها لتستمد به مصابيح العالم |
| Bu bir maymun avı sırasında, zehirli uçlu oklarla avlanırken. | TED | وقد شهدنا اصطياد " قرد " بواسطة عصي تحمل سهاماً |
| 22 kilometrelik saklanabileceği su alanı varken bir hayvanı yakalamaya çalışmak anlamsız. | Open Subtitles | من الحماقة اصطياد حيوان مختبئ في 24 ميل من المياه |
| Belki de bu defa kötü adamları yakalamayı FBI'a bırakmalısın. | Open Subtitles | ربما عليك ترك مهمة اصطياد الأشرار لمكتب التحقيقات الفيدرالي هذه المرة |
| Somon balıkçılığı projesinin araştırma-geliştirme ayağının ilk etap ödemesi. | Open Subtitles | انها الدفعة الأولى من مرحلة تطوير الابحاث لمشروع اصطياد السلمون |
| Bir yerde jonglörlüğün sırrının yakalamak değil, atmak olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | قرأت مرة أن المهم في شعوذة ليس اصطياد ولكن رمي. |
| Onu yakalamak paha biçilemezdi çünkü o bunun tam olarak nasıl kullanılacağını biliyordu. | Open Subtitles | اصطياد لها كان لا تقدر بثمن لأنها كانت تعرف بالضبط كيفية استخدام هذه، |
| Bu yüzden bilgisayarlar her ne kadar tek başlarına en zeki dolandırıcılar dışındakileri yakalayabilseler de, en zeki olanları yakalamak başarı ile fiyasko arasındaki farkı oluşturuyor. | TED | ولمدة كانت الحواسيب قادرة على اصطياد كل شيء إلا المحتالين الأكثر ذكاءاً، اصطياد الأذكى هو الاختلاف بين النجاح والفشل |
| Düşman denizlere girip korsan teknelerini ve uyuşturucu kaçakçılarını avlamak için. | Open Subtitles | التسلل إلى المياة الإقليمية لدولة معادية اصطياد مهرّبي المخدرات وسفن القراصنة |
| Evet haklısın ama hayalet avlamak bir nevi bizim işimiz. | Open Subtitles | حسنا هذا صحيح ، لكن اصطياد الأشباح هو ما نفعله |
| gece vakti hayvan avlamak istediğinizde tünel lambası olarak kullanılan madenci fenerini yanınıza alırsınız. | TED | إن حصل و أردت اصطياد الحيوانات ليلا تأخذ معك مصباح عامل المنجم المسمى مصباح المناجم |
| Katil "cinayet avı" konusunda bilgi sahibi olmuş olmalı. | Open Subtitles | ان القاتل كان يعلم قواعد لعبة اصطياد القاتل |
| Buradaki karınca yakalamaya çalışıyor ama tekniği tam olarak kavradığı söylenemez. | Open Subtitles | يُحاول هذا اصطياد النمل، لكنه لم يكسب المهارة اللازمة. |
| Büyük bir avı yakalamayı iyi öğrenemedikleri sürece bu kardeşler yakında açlıktan ölecek. | Open Subtitles | إن لم تتقنان اصطياد الحيوانات الكبيرة فستتضوّر الأختان جوعًا عن قريب |
| Yemen'de somon balıkçılığı projesi. | Open Subtitles | مشروع تقديم اصطياد السلمون في اليمن. |
| avını çok etkili bir şekilde avlayabilmesini sağlayan karmaşık yollar oluşturmuş. | Open Subtitles | صنعت شبكة مُعقدة من المسارات، تُمكنها من اصطياد فريستها الحشرية بفعالية تاّمة. |
| Fakat gerçek gezegen avcılığı süreci, çok fazla grafiğe bakmayı gerektiriyor, burada size gösterdiğim gibi ve notlar eklemeyi gerektiriyor. | TED | ولكن اصطياد الكواكب فعليًا يتضمن النظر كثيرًا إلى رسوم بيانية، مثل المعروضة هنا، والتعليق عليها. |
| ihtiyacimiz olan tüm hayvan proteinini avlayarak almamamiz için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من اصطياد الحيوانات التي نريد أكلها, بمسؤولية |
| Tatlım, çocuğun olduğu zaman arkadaşınla yaptığın her şey hokey olsun, geyik avına çıkma olsun, matematik olsun unutulup gidiyor. | Open Subtitles | عزيزتي ، حين ترزقين بطفل، كلأمورالصداقةالعزيزةتلك.. الهوكي ، رحلات اصطياد الرنة، الحساب.. جميعها تقذف من النافذة |
| Sanırım çaylakları avlama konusunda uzmanlaşmışlar. Bizi yenerek bedavadan galibiyet kazanmak istiyorlar. | Open Subtitles | أظنّهم مُختصّين في اصطياد الوافدين الجُدد، إنّهم يودّون نقاط فوز على حسابنا. |
| Ona, şempanze avlarken ağaçtan düşen eski cesur savaşçı Yamanon'un şarkısını söyledik. | Open Subtitles | يامانون فقط يغني أغنية قديمة، محارب شجاع يسقط من شجرة وفي حين اصطياد الشمبانزي. |
| Dişiler haftada yalnız bir av ile yetinebilirken erkekler, daha küçük avlarla sınırlı olduklarından çoğunlukla takriben iki kez avlanmak zorunda. | Open Subtitles | حين يكفيها صيدٌ واحد لمدّة أسبوع أمّا الذكر المقيّد بطرائد صغرى عليه اصطياد ضعف ذلك العدد تقريبًا |
| Şekerle daha fazla sinek yakalarsın ya. | Open Subtitles | يمكنك اصطياد المزيد من الذباب بالسكر، أليس كذلك؟ |