| zor günlerimiz de olabilir, aç kalabiliriz, ne fark eder? | Open Subtitles | لو خاطرنا سنرى ايام اصعب حيث التلاجة خالية من الدجاج |
| Zavallı Haku. Buraya geldiğinden beri çok zor zamanlar geçirdi. | Open Subtitles | هاكو المسكين هذا اصعب يوم عليه منذ اتى الى هنا |
| Aslında hayır. Eskiden konuşuyorduk ama bu işleri daha zor yapıyordu. | Open Subtitles | نعم,بالواقع ليس بعد كنا نعتاد على ذلك,ولكنه جعل كل شئ اصعب |
| Düşündüğümden çok daha zormuş. Giriş ücretleri, işlem ücretleri, ceza paraları derken elimde çok fazla para toplanıyor. | Open Subtitles | إنه اصعب مما تصورته بين رسم الدخول .. ورسم المعاملات ، ورسم العقوبات ، انا في الحقيقة |
| Asla kolaylaşmıyor, tersine zorlaştıkça zorlaşıyor. | Open Subtitles | لذلك دعني اقول لك شيئ انه لا يصبح اسهل في واقع الامر انه يصبح اصعب فاصعب |
| Tatlım,size zor bi gece yaşatmak istemiyorum, bunu tartışmıştık zaten biliyorsun | Open Subtitles | عزيزتي اني لا احاول ان اصعب عليكم الأمور اننا نناقش هذا |
| Lana'yı ellerimin arasından bırakmak yaptığım en zor şeydi, Chloe. | Open Subtitles | التخلي عن لانا هو اصعب شيء قد اقوم بفعله كلوي |
| Sonuçta değişip yeni biri olmaya çalışmanın en zor yanlarından biri de hangi şeylerin kontrolünüzde, hangilerinin ise gücünüz dışında olduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | اصعب جزء هو أن تكون جديد وتحاول أن تغير و أن تفهم الاشياء التي هي تحت امرتك والاشياء التي لا يد لك عليها |
| Abla,sen bunun bu kadar zor olacağını söylememiştin ...şey birisini affetmenin | Open Subtitles | الم تقل بان اصعب شئ هو مسامحة شخص ما ؟ ؟ |
| Kitabında yas tutmanın en zor kısmının ölenleri geride bırakmak olduğunu yazmıştın. | Open Subtitles | لقد قلتِ في كتابك ان اصعب شيء في الحزن هو ان تنسيه |
| Britta'ya elveda demek oldukça zor oldu. Fakat yalancı ve sürtük biriydi. Bu yüzden ayrılmaktan başka şansım yoktu. | Open Subtitles | ^قول الوداع لبريتا كان اصعب شيئ يمكن فعله^ ^لكن عندما يكون احدهم كاذب^ ^ لا يكون هناك شيئ لفعله^ |
| için en zor şey düşünün beni izliyor dışında başarısız | Open Subtitles | اعتقد انه اصعب شئ بالنسبة لك غير ان تراني افشل |
| Projenin iyi olmadığını bildiğinde iş çok daha zor oluyor. | Open Subtitles | انا اعني,العمل اصعب بكثير عندما تعلم ان المشروع ليس جيد |
| En zor sorunlardan biri de ona nasıl daha çok egzersiz yaptırabileceğimizdi. | Open Subtitles | في اعطائها الاحضان اصعب شيء علينا كان هو ايجاد طريقة لجعلها تتمرن |
| Gitarda bile öğrenmesi en zor şarkılardan birini bana öğretti. | Open Subtitles | علمني واحده من اصعب الاغنيات التي يصعب تعلمها على الغيتار |
| Bazen en büyük sevgi eylemleri, verilmesi gereken en zor kararlardır. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أعظم أعمال المحبة هي أن ترتكب اصعب الاعمال |
| Bakın size göstereyim, hesaplanması daha zor problemler de yapabilirsiniz. | TED | دعوني أريكم .. ان باستخدام الحاسوب يمكننا جعل المسائل الرياضية اصعب .. |
| Bu suçla savaş işi düşündüğümden de zormuş. | Open Subtitles | انت تعلم,موضوع محاربة المجرمين هو اصعب بكثير مما تصورت |
| İşim zorlaşıyor ama ben onları burada bırakamam. | Open Subtitles | ..هذا يجعل مهمتي اصعب لكن لايمكنني تركهم هنا |
| Belki de diyorum... bir sırla yaşamak sandığımdan zordur. | Open Subtitles | اعتقد ان العيش مع سر اصعب كثيراً مما اعتقدت |
| Bütün bunların yanında, seyahatimin en zorlu kısmı gideceğim Ada'ya yaptığım sekiz günlük yolculuktu. | Open Subtitles | اصعب جزء في رحلتي كانت رحلة الثماني يوماً للوصول الى الجزيرة |
| Ama Collier'le ne kadar uzun süre kalırsa, ona yardım etmem o kadar zorlaşacak. | Open Subtitles | ولكن بقاءه اكثر مع كوليير سيكون اصعب على ان اساعده |
| İşimizi zorlaştırmak isterler, çünkü biz onları mahvetmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | سيجعلون عملنا اصعب لاننا نحاول ان نقضي عليهم |
| Ama senden vazgeçmek ondan daha da zordu. | Open Subtitles | وكان هذا صعب عليها ولكن تركك كان اصعب |
| Bu da benim işimi bir kat daha zorlaştırır. Pekala, bak. | Open Subtitles | ذلك يجعل عملي اصعب حقاً حسناً، اسمع |