| Ve birbirini izleyen yedi tane yedi yıllık dönemden sonra toprak bir yıl ekstra nadasa bırakılmalıdır; bu dönemde tüm aileler bir araya gelir ve insanlar sevdikleriyle birliktedir. | TED | وكل سبع سبع مرات يجب ان تترك الارض سنة اضافية بعلاً واثناءها .. تتوحد العائلات وتحيط بعضها ببعض |
| ve şayet çok alışılmadık bir şeye izin vermediğimiz müddetçe kendi içinde tutarsızlıkları oluyor -- o da uzaya ekstra boyutlar eklemek. | TED | فهناك عدم تناسق موجود الا اذا اعطينا لبعض الاشياء غير المألوفة كلياً ابعاداً اضافية في الفضاء |
| 17 yaşında bir kız, kalp krizi. Daha fazla bilgi yok. | Open Subtitles | امرأة تبلغ 17 عاما مصابة بأزمة قلبية لا توجد معلومات اضافية |
| Fazladan bir şeyler kazanmak için hazır yemek firmasında çalışıyor. | Open Subtitles | انها تعمل لدى احد الممولين للمطاعم لتحصل على اموال اضافية |
| Heinrich onlara ek sefer olduğumuzu söyledi. | Open Subtitles | لقد سمعت السيد هينريش يقول لهم انهم سيُديرون حافلة اضافية |
| Kilerde özel durumlar için yedek bulundurduğuma eminim. | Open Subtitles | أنا واثق لدي حالة اضافية أو اثنين في مخزن الظهر. |
| Evet. Öyküsü önümüzdeki hafta ekstra yüz bin nüsha sattırır. | Open Subtitles | نعم, ان قصته ستبيع اكثر من 100,000 نسخة اضافية الأسبوع القادم, |
| Bu tip bir işe kalkışmasınlar diye adamlarıma hep ekstra ödedim. | Open Subtitles | لسنوات دفعت أتعابا اضافية لرجالى حتى لا يعملوا بها |
| Bu tip bir işe kalkışmasınlar diye adamlarıma hep ekstra ödedim. | Open Subtitles | لسنوات دفعت أتعابا اضافية لرجالي حتى لا يعملوا بها |
| Omuzlar arasındaki ekstra mesafeyi kat etmek zorunda. | Open Subtitles | يحتوي على قطع هذه المسافة اضافية عبر الكتفين. |
| Islah edilebileceğimi sanmıyordum ama sanırım ekstra yatağa ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | لم أعتقد أنني شخص يخضع لإعادة التأهيل لكن أظنهم احتاجوا لأسرّة اضافية |
| Sırrı, ortaya koyduğu sosa batırılmış ekstra ekmek dilimi. | Open Subtitles | سرها هو انها تضع شريحة اضافية من الخبز المنقع بالمرق في المنتصف |
| 12 saate bir de fazla mesai mi eklenecek? | Open Subtitles | واضافة ساعات اضافية على يوم عمل من 12 ساعة. |
| Çok kötü bir koku olduğu bildiriliyor. Daha fazla bilgi yok. | Open Subtitles | تقرير عن رائحة سيئة جدا لا توجد معلومات اضافية |
| Hediyen için çok daha fazla düşüneceğim. | Open Subtitles | سوف أضع الكثير من التفكير اضافية إلى هديتك. |
| Önce Fazladan bir peçete isterler, sonra hesabı ödemeden kaçarlar. | Open Subtitles | في البداية يطلبون مناديل اضافية وبعدها يهربون دون دفع الحساب |
| Güzel mi diye bakmak için Fazladan bir şişe daha aldım ama anlamıyorum. | Open Subtitles | وحصلت على زجاجة اضافية فقط لأرى ان كان جيدا ولكن لااستطيع ان اميّزها |
| Ama ek istekleriniz varsa, Dunstan'da bir hesabımız var. | Open Subtitles | لكن إن كان لديكي أي احتياجات اضافية فلدينا حساب في متجر دونستون |
| Mazeret yok. Ceza olarak ek görev. | Open Subtitles | . لا اعذار . ستاخذ فترة مراقبة اضافية كعقوبة |
| Dolapta yedek çarşaf ve battaniye var. | Open Subtitles | هناك اوراق حمام وبطانيات اضافية في الخزانة |
| Ve mantarlı olan kısmın üzerine ekstradan sos alabilir miyiz acaba? | Open Subtitles | ، وعلى نصف عيش الغراب يمكن ان نضع صلصة اضافية ؟ |
| Ve ADEX i senin arkadaş dosyana koyuyorum ve birazda ekstra bonus ekliyorum bilgisayar birkaç şey söylüyor Dinle bu çok hoş. | Open Subtitles | في قائمة اصدقائك وكهدية اضافية جهازك لديه بعض الامور ليقولها استمعي استمعي |
| ...Atlantikte ilave savunma duvarları ve savunma hatları inşa edeceğiz. | Open Subtitles | سوف نبني جدران دفاعية اضافية وخطوط دفاعية في المحيط الاطلسي |
| Yani bir bakıma, Başka kanıtlar da var -- "Bu 4 ünü içinde barındıran bir çalışmayı asla yayınlayamazsın," diyen asla yayınlayamazsın," diyen bir bilim adamı tarafından eleştirildim. | TED | وهذه أدلة أخرى اضافية لكنها انتقدت من عالم بقوله لا يمكنك أبدا نشر دراسة اعتمدت على أربع حوادث فقط |
| Biraz daha kalmasını iste? | Open Subtitles | لماذا لا تطلب منها البقاء بضعة أيام اضافية |