| 2 - Adam-14. 18166 San Fernando Caddesi'nde Silah sesleri. Destek istiyorum. | Open Subtitles | 2أدم 14 ، هناك اطلاق رصاص على طريق سان فرناندو اطلب المسانده |
| "Tanık raporunda bölgede pazar gecesi Silah sesleri duyulduğunu yazıyor." | Open Subtitles | الشهود يقولوا انهم سمعوا اطلاق نار يوم الاحد منتصف الليل |
| - Rahatsız ediyorum efendim ateş edildiğine dair bilgi aldık. | Open Subtitles | انا اسف جدا لأزعاجك,ولكن لدى بلاغا عن حادثة اطلاق نار |
| Hayatında, tabancayla atış yapmaktan başka yapmak istediğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | انت لا تريد ان تفعل أي شيء في حياتك سوى اطلاق المسدسات؟ |
| Senin Şartlı tahliye olabileceğini öğrendiğinden beri, annen çok daha iyi hissediyor. | Open Subtitles | ان صحة أمك تتحسن منذ أن عرفت أنه من الممكن اطلاق سراحك |
| Eğer o soğumaya başlarsa siz onun içindeki canavarı serbest bırakırsınız. | Open Subtitles | انت ذاهب الى اطلاق سراح الوحش له اذا وقفت الباردة هنا. |
| Polisler Silah sesini duymuş ama onlar gelene kadar kaçmış. | Open Subtitles | الضباط سمعوا اطلاق النار, ولكنه هرب قبل وصولهم الى هناك |
| Peki ya sen, Vegas'ta hızlı Silah çekme yarışmasında ikinci mi olmuştun? | Open Subtitles | ماذا كان مركزك ؟ الثاني في اطلاق النار التنافسي العام الماضي ؟ |
| Buraya Silahlı saldırı olursa diye koruma amaçlı Silah almak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اشتري مسدساً للحماية في حالة تم اطلاق نار هنا |
| Komşulara ateş edip, polisleri uyandırmaktan başka bir şey yapmadılar. | Open Subtitles | وكل ما فعلوه هو اطلاق النار بالحي واثارة انتباه الشرطة |
| Bu tarafta ağır bir ateş alanı var. Kırmızı beş neredesin? | Open Subtitles | هناك اطلاق نار كثيف فى هذا الاتجاه ريد 5, أين انت؟ |
| Ben de ona ateş ettim. Daha yere düşmeden ölmüştü. | Open Subtitles | رددت على اطلاق النار كان ميتاً قبل ان يصل للأرض |
| Hallie, ait olduğun yere dön. Senin bir atış meydanında bulunmanı istemiyorum. | Open Subtitles | هالي اذهبي الى اين تنتومين لا اريدك ان تكوني بمنتصف اطلاق النار |
| Bu sefer kesin bir atış yaptığına emin olsan iyi olur. | Open Subtitles | افضل ان لا يكون عندك شك حول اطلاق في الوقت ذاته |
| Şartlı tahliye kuruluna Carrie hakkında gerçekleri söylediğin için teşekkür etmek istemiştim. | Open Subtitles | انا هنا لأشكرك لانك اخبرتى مسؤلين اطلاق السراح المشروط الحقيقة عن كارى |
| Kendi istekleri doğrultusunda gizli... ..bir zamanda ve mekanda serbest bırakılacaklar. | Open Subtitles | سيتم اطلاق سراحهم في وقت ومكان غير محددين بالتوافق مع رغباتهم |
| İçimdeki Ateşi dışarı çıkarmak üzereyim ve sana kim söyledi bunu? | Open Subtitles | أنا على وشك الخروج اطلاق النار وقلت للتو منظمة الصحة العالمية. |
| Bazı misafirleri sorguladık, Silah sesi duyduklarını belirttiler. | Open Subtitles | السؤال هو ان احد النزلاء سمع صوت اطلاق نار |
| Burası Mekik fırlatma Kontrol. 1 dakika 40 saniye ve geri sayıyor. | Open Subtitles | هذه هي غرفة مراقبة اطلاق المكوك لعد التنازلي دقيقة و 40 ثانية |
| Kaptan, Moskova deneme füzesini ateşleme iznini teyit etti. | Open Subtitles | الرّفيق الكابتن , موسكو تؤكّد إصدار سلطة اطلاق صاروخ الاختبار |
| Eğer beni vurmak istiyorlarsa, beni bulamayacaklar. | Open Subtitles | اذا كانوا يريدون اطلاق النار علي، فعليهم أن يجدوني. |
| - Bir süre önce binanın önünde bir çatışma oldu. | Open Subtitles | كان هناك اطلاق نار و نعتقد انه راي ما حدث |
| Uzaktan yönlendirme aktif. Uçaklar ateşlendi. | Open Subtitles | التوجيه عن بعد يعمل اطلاق المنزلقات |