| Bu senin. Sana olan borcuma karşılık bir avans olarak düşün. | Open Subtitles | انها لك، اعتبرها مُقدّم لما أنا مدين لك به |
| Bunu sadece tüm yardımlarına karşı bir teşekkür olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها محاولة شكر مني مقابل مساعدتك لنا |
| Bu taşınmayı bir macera olarak düşün, tıpkı kitaplarındaki gibi. | Open Subtitles | اعتبرها كمغامرة كإحدى المغامرات في أحد كتبك |
| Bunları, amacımızdaki rolüne iyi niyet gösterisi olarak kabul et. | Open Subtitles | اعتبرها إيمائات نية طيبة تجاه دورك في قضيتنا |
| Bunu bir macera gibi düşün, aynı kitaplarında olduğu gibi... | Open Subtitles | اعتبرها كمغامرة كإحدى المغامرات في أحد كتبك |
| Bağış diyelim. Vergi iadesi her zaman işime yarar. | Open Subtitles | اعتبرها تبرّع ، باستطاعتي دائماً استخدام التالف |
| Bunu, geçmişteki işlerinize olan değerli katkından dolayı bir saygı muamalesi olarak gör. | Open Subtitles | اعتبرها.. لفتة إحترام لمساهمتكَ القيّمة |
| Amerikan Hükümeti tarafından ayarlanmış devamlı bir tatil olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها عطلة دائمة إحتراما من الحكومة الأمريكية |
| Bunu güzel, sessiz bir tatile gitmek olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها على أنها قضاء عطلة بمكان هادئ جميل |
| Tyler, içme! Eğer beslenmezse zaten ölecek canım. Bunu bir deney olarak düşün. | Open Subtitles | إن لم يتغذى فسيموت على كل حال يا حلوتيّ، اعتبرها تجربة علمية. |
| Erken bir Noel ve geç kalmış bir hayata hoş geldin hediyesi olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها هديّة عيد الميلاد المجيد المبكّرة بمناسبة عودتك للحياة. |
| Senden daha fazla para koparma yolum olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها طريقتي للحصول على المزيد من الأموال منك |
| Bu aklıma gelmedi ama bunu güzel bir sürpriz olarak düşün. | Open Subtitles | لم أدرك أنّك ستشعر بهذه الطريقة، ولكن انظر، اعتبرها وكأنّها مفاجأة لطيفة. |
| Amerikalı kız seni isim vererek istedi. Bunu bir fırsat olarak düşün. | Open Subtitles | لقد طلبتك الفتاة الأمريكية بالاسم، اعتبرها فرصة |
| Burada 20 bin dolar var. Bunu sana hediyem olarak kabul et. | Open Subtitles | هذه 20 ألفًا اعتبرها كهديتى لك |
| Bunu hoş geldin hediyesi olarak kabul et. | Open Subtitles | اعتبرها هدية العودة للمنزل |
| Evet. Kabul etmeni istiyorum. Jellystone'a bir hediyeymiş gibi düşün. | Open Subtitles | نعم، لكنّ أريدكَ أن تأخذها اعتبرها هديّة إلى "جيلي ستون" |
| Bunu bir atlama tahtası gibi düşün dostum, staj gibi. | Open Subtitles | اعتبرها حجر إنطلاق يا بني، اعتبرها فترة تدريبية. |
| Bu yarışmayı bir kenara bırakıp buna beraberlik diyelim. | Open Subtitles | أريد أن أضع هذه المنافسة جانباً اعتبرها تعادل. |
| Bunu, geçmişteki işlerinize olan değerli katkından dolayı bir saygı muamalesi olarak gör. | Open Subtitles | اعتبرها.. لفتة إحترام لمساهمتكَ القيّمة |
| Alınmadım seni yalnız kaltak. | Open Subtitles | لم اعتبرها إساءة ايتها البلهاء |
| Düğün hediyesi gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبرها هدية زواج انتظر أيها الوغد |
| Ama onları tabakalar olarak düşünün. Yani, Roma tabakalardan oluşur -- yatay tabakalar, dikey tabakalar. ve düşündümde, sadece bir sayfayı soymak -- eğer doğru şekilde düşünmenizi sağlayabildiysem-- bir şekilde size tabakaların derinliğini göstermeme imkan verecek. | TED | ولكنني اعتبرها طبقات. فروما مدينه للطبقات طبقات افقيه و طبقات راسيه وفكرت ان تقشير الطبقات سيسمح لي --- ان ادي ذلك الي قيادتكم للتفكير بالطريقه السليمه -- سيسمح لي ذلك بان اريكما عمق الطبقات |
| Gündemimiz bu olmayacaksa, bunu istifam olarak kabul edin. | Open Subtitles | لو لم تكن قصتنا الرئيسية اعتبرها استقالتي |