| "Ow! Takımlarım!"ı izlerken beni rahatsız ettiği için itiraz ediyorum. | Open Subtitles | وانا اعترض انه قاطعني بينما كنت اتابع برنامجي على التلفاز |
| Efendim, itiraz ediyorum. Benim bilgili arkadaşım kelimeleri tanığın ağzına tıkıyor. | Open Subtitles | انى اعترض سيادة القاضى, ان صديقى المحترم يضع الكلمات |
| Buna itiraz ediyorum. Bunu yanıtlamak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | أنا اعترض على هذا ، لست مضطر للإجابة عن هذا |
| Topu inerken kesti gibi gelmişti ama bunun konumuzla ilgisi yok. | Open Subtitles | بدى و كأنه اعترض الهدف بطريقه مخالفه و لكن هذا ليس موضوعنا |
| Operadan ayrılırken birisi yoluma çıktı. | Open Subtitles | أحدهم اعترض طريقي بينما كنت في صدد مغادرة مسرح الأوبيرا |
| Eğer biri yolumuza çıkarsa, onu dışarı atıyoruz. | TED | وإذا اعترض أحد طريقنا، نقوم بحجبه وإقصائه. |
| Müvekkilime yapılanlara itiraz ediyorum. | Open Subtitles | انا اعترض على الطريقة التي تُعامل بها موكلتي |
| Profesyonel adalet anlayışımın müvekkilime karşı olan hislerim tarafından gölgelenmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | انا اعترض على أني جعلت نظرتي للقضية كمحام خبير مشوشة بسبب مشاعري نحو موكلتي |
| O içeriye girdiğinde sanki odanın dönüyormuş gibi olmasına itiraz ediyorum. | Open Subtitles | اعترض على الطريقة التي تبدو بها هذه الغرفة كالدوامة عنما تدخلها موكلتي |
| - İtiraz ediyorum. | Open Subtitles | انتظر الآن.. أنا لم أقل هذا اعترض يا سيدي |
| - Birileriyle çıkıyor musunuz? - İtiraz ediyorum. Kesinlikle alakasız bir soru. | Open Subtitles | وتواعدين مرة اخرى اعترض , هذا ليس له علاقة |
| - İtiraz ediyorum. - Kaybedebileceğin bir dava, ki bu durumda onun eli boş kalacak! | Open Subtitles | اعترض محاكمة ممكن ان تخسرها وهى لا تحصل على شئ |
| - İtiraz ediyorum. Hiçbir şey değilse bile, söz konusu olan reşit olmayan birisiyle ilişkiye girmektir. | Open Subtitles | اعترض سيادتكم إن آخر ما كنا نتحدث عنه هو |
| Sayın Yargıç bu toplantıya itiraz ediyorum. | Open Subtitles | حضرة القاضي , أنا اعترض علي هذا الاجتماع |
| O zaman George'un sana karşı hisleri kalmamış olmalı. İtiraz ediyorum! | Open Subtitles | حسنا, لابد اذن ان جورج لم يعد يكن لك المشاعر اعترض! |
| Ve 24 yaşındaki sessiz çakallar adına konuşmam gerekirse; itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و نيابة عن كلاب الصيد جاجر 24 عاما الذين ليس لديهم صوت انا ايضا اعترض |
| Benim adımı biliyorlardı. İtiraz ediyorum! Cevap değil! | Open Subtitles | كانوا يعرفون إسمي اعترض لا علاقة له بالموضوع |
| Itiraz ediyorum efendim. Bu soru düsmanca. | Open Subtitles | انا اعترض سيدي القاضي انه سؤال مناقش |
| Adam nasıl önümü kesti gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت كيف اعترض طريقي هذا الرجل؟ |
| Affedersiniz bayım, suratınız birden önüme çıktı da. | Open Subtitles | عذراً أيها السّيد،وجهك اعترض طريقي |
| Eğer uçağın önüne çıkarsa, tabii. | Open Subtitles | إذا اعترض مسار الطائرة المقاتلة أجل سيدي |
| O zaman ben önceden itiraz etmiş olayım, sayın rahip. | Open Subtitles | اذن انا اعترض قبل الاوان ايها القس |