| Tabii, bu o zaman çok da uygulaması olmayan bir keşif gibi düşünüldü. | TED | الآن في ذلك الوقت، يبدو ذلك اكتشافًا غير عملي تمامًا. |
| - Kesinlikle. Gerçekten buradan olsaydı çok şaşırtıcı bir keşif olurdu ve kalıntıları bize teslim etmen gerekirdi. | Open Subtitles | إذا كانت البقايا صدقًا من هذا المكان، سيكون هذا اكتشافًا مذهلًا وسيتم مطالبتك بتسليم تلك البقايا لنا |
| Bu adada bir mamutun olması keşif olurdu öyle değil mi? | Open Subtitles | سيكون اكتشافًا ما، صحيح؟ حيوان ماموث على هذه الجزيرة، الحيوان الأول على الإطلاق |
| Bu tamamen beklenmeyen bir keşifti. | Open Subtitles | وهكذا فقد كان ذلك اكتشافًا غير متوقع بالمرة |
| İnanılmaz bir keşifti. | Open Subtitles | كان اكتشافًا مذهلاً |
| On yıllardır bir kahin arıyoruz. Sonunda ürkütücü bir keşif yaptık. | Open Subtitles | بحثنا عن رائية لعقود، وأخيرًا حققنا اكتشافًا مبهرًا. |