| Çok pis odalardaki adamların sarf ettiği pis kokulara yeterince katlandım. | Open Subtitles | اكتفيت من التنقل بين غرفٍ قذرة تفوح برائحة إفرازات الرجال القذرة |
| Rekabet gücü yüksek ülkeler hakkında yeterince şey duydum. | TED | لقد اكتفيت من السماع عن الدول المتنافسة. |
| Beyninizin size "yeter artık" demesinin yollarından bir tanesi. | TED | إنها إحدى الطرق التي يتواصل بها عقلك معك أنك قد اكتفيت. |
| Belki bir harem dolusu kadınla yatıyorsundur. Umrumda değil. bitti. | Open Subtitles | ربما أنك تعاشر قسر من النساء لا أكترث، لقد اكتفيت |
| Ve eğer satamazsan, yak gitsin! Bu ülke de, villa da bana Yetti! | Open Subtitles | واذا لم تستطع بيعها، احرقها لقد اكتفيت منها ومن هذا البلد |
| Tamam, beni itip kakmandan bıktım. Bunun ne olduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | حسنٌ، لقد اكتفيت من تسلّطكَ، ماذا تظنّ ما نحنُ فيه؟ |
| Müreffeh, zengin, hızla gelişen ülkeler hakkında yeterince şey duydum. | TED | اكتفيت من السماع عن الدول الناجحة والغنية وسريعة النمو. |
| Mutlu ülkeler hakkında da yeterince şey duydum ama sonuç olarak bu hala bencilce bir şey. | TED | لقد اكتفيت من السماع عن الدول السعيدة لأنه في نهاية الأمر ما يزال فعلا أنانيا. |
| Sana yeterince katlandım. Ne sanıyorsun kendini, Tanrı mı? | Open Subtitles | اسمع لقد اكتفيت منك اللعنة من تظن نفسك تكون ؟ |
| Böyle bir hayatı sevmiyorum. artık canıma tak etti. | Open Subtitles | انا لا احب هذا النوع من الحياة، لقد اكتفيت |
| Hayır, bıktım bu keşmekeşten. yeter artık. | Open Subtitles | لا، لا لقد اكتفيت من سباق الجرذان هذا لقد اكتفيت. |
| artık yetmedi mi, makul davranacak mısın yoksa daha mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل اكتفيت بذلك و تعودي لرشدك ؟ أم تريدي أن تقولي المزيد ؟ |
| Şehir yaşamım bitti. Buraya taşınıp kendi garajımı açacağım. | Open Subtitles | تبدون و كأن لديكم شيئاً لتقولوه لقد اكتفيت من المدينة يا أبي |
| Seninle de işim bitti! Günümü rezil ettiğin için sağ ol! | Open Subtitles | لقد اكتفيت منك ايضاً شكراً جزيلاً لإفسادكم نهاري |
| Pekala bu kadar yeter. Siz iki aptalı yeterince çektim. | Open Subtitles | هذه هي النهايه لقد اكتفيت منكما ايها الاخرقان |
| Seni uyarıyorum. Bu sürekli tartışmalardan bana gına geldi, Yetti artık. | Open Subtitles | أحذرك لقد اكتفيت من هذه المشاحنات المستمرة |
| - Bana uyar. - Yetti artık. | Open Subtitles | هذا جيد بالنسبة لى اتعرفون لقد اكتفيت من ذلك |
| Oğlumu koruyacağım, ama sadece gösteriş olsun diye hayatımdan vazgeçmekten bıktım. | Open Subtitles | وسوف أقوم بحماية إبني لكن اكتفيت من التخلي عن حياتي للمظاهر |
| - Bana bak Shaw- - Bu oyundan sıkıldım ve senin dostluğundan da. | Open Subtitles | اكتفيت من هذه اللعبة واكتفيت اكثر من هذه الرفقة |
| - Willow'un bir sorunu var. - artık büyü yok. bıraktım. | Open Subtitles | ويلو عندها مشكلة لا مزيذ من التعاويذ, لقد اكتفيت |
| Pekala, ben bittim. Günün çok fazla içmekle alakalı olan kısmına geçmeye hazırım. | Open Subtitles | حسناً لقد اكتفيت , سوف أقوم مباشرة بالثمالة في حفلة اليوم |
| Bradford Meade ne yaparsa yapsın, Benden kurtulamaz. | Open Subtitles | حسناً ، هل تعلمين ماذا ؟ لقد اكتفيت من تصرفاتك فى البداية أخذتِ غرفة الإجتماعات عنوة |