| Dünya Bankasıyla çalışmalarımızda bulduğumuz şu, fakir insanın güvenlik ağı, en iyi yatırımı, okul beslenmesi. | TED | ما وجدناه بالعمل مع البنك الدولي أن شبكة الغذاء الآمنة للفقير، وأفضل استثمار، هي التغذية في المدارس. |
| güvenlik duvarları arkasından yapacağınız çevrimiçi konuşmalardan bahsetmiyorum. | TED | وأنا لا أتحدث حول المحادثات الآمنة عبر الإنترنت من الكمبيوتر المحمول الخاص بك. |
| Gotham City zorunlu festivale hazırlanırken güvenli ürünlerin sayısı artıyor. | Open Subtitles | المنتجات الآمنة تجلب الى مدينة جوثام بينما تجبر على الصيام |
| Gotham City zorunlu festivale hazırlanırken güvenli ürünlerin sayısı artıyor. | Open Subtitles | المنتجات الآمنة تجلب الى مدينة جوثام بينما تجبر على الصيام |
| sağ salim eve döneceğini umut ediyoruz. | Open Subtitles | ونحن نبقى متفائلين عودتها الآمنة النهائية. |
| Kaçırılan işçilerin güvenliği için yapacağınız yardım çok işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | أية مساعدة بأمكانك توفيرها للعودة الآمنة لهؤلاء الضحايا ستكون مرحبة |
| Sorunlarımdan kaçmanın her zaman en güvenlisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لطالما وجدت حرفيًّا أن الهروب من مشاكلي بالعادة لعبتي الآمنة. |
| Sonunda bu güvenlik sınırı Dünya'dan uzağa kayacaktır. | Open Subtitles | وأخيرا، فإن المنطقة الآمنة سوف تترك الأرض وراءها |
| Kaza durumunda en kesin güvenlik planı budur. | Open Subtitles | احتواء الحادثة هو الخطّة الآمنة الوحيدة التي لديهم |
| Burdan tüm güvenlik birimlerini ve katları görebiliyoruz | Open Subtitles | يوجد كاميرات مخفية في كافة أنحاء المناطق العمومية و بعضها لديه حساسية عالية في الطوابق الآمنة |
| Biliyor musun birinin güvenlik bilgisini çözüp ve bunu bir kimlik kardına ekleyip dijital olarak kırılmış yetki izniyle buraya sızması hiç de zor olmazdı. | Open Subtitles | تعرفين, لن يكون أمرا ً صعباً بالنسبة لشخص ما أن يحول رموز المعلومات المجردة الآمنة و يضعها على بطاقة هوية شخصية |
| Yeni gelenlerin, kendi iyilikleri için, güvenlik bölgesinden çıkıp, nehri geçmeleri kesinlikle yasak. | Open Subtitles | يُنصح القادمون الجدد حرصاً على سلامتهم بعدم عبور النهر ومغادرة المنطقة الآمنة. |
| Tuvalet, dinlenme odaları, güvenlik odası ve kiralık kasalar | Open Subtitles | الحمّام، غرفة الإستراحة، والغرفة الأمنيّة وصناديق الودائع الآمنة. |
| Gecelerini, güvenli oyuklarda geçirip sabah yiyecek aramak için yola koyulurlar. | Open Subtitles | يقضون لياليهم في الكهوف الآمنة يخرجون كلّ صباح للبحث عن الطعام |
| - Ne oldu? güvenli evlerimizden birisine izinsiz giriş yapılmaya çalışıldı. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كانت ثمّة محاولة لإختراق خادم فى إحدي بيوتنا الآمنة |
| Belirsiz bir süre içindeki tek güvenli çıkış aralığımız o olabilir. | Open Subtitles | فهذا ربما ستكون نافذتنا الآمنة للمغادرة خلال فترة غير معروف زمنها. |
| bunları gerçekleştirmek için… …güvenli yerler oluşturmanız ve | TED | إنضموا إلينا في هذه المساحة الآمنة ودعونا نجعل هذا الأمر حقيقة. |
| Gençlerimiz sanatın dönüştürücü elementlerine sığınıyorlar ve ChopArt'ın bunu yapmalarına fırsat verdiği güvenli alana güveniyorlar. | TED | مراهقونا يجدون ملجأً في عناصر الفنون التي قد تغيّر حياتهم، ويعتمدون على المساحة الآمنة التي نوفرها لهم القيام بذلك. |
| Robot, farenin sakat bacaklarını kullanmak için her şeyi denemesine izin veren güvenli bir ortam sağladı. | TED | الروبوت يؤمن البيئة الآمنة التي تسمح للفأر للمحاولة بأي شيء ليتم إشراك الساقين المشلولتين |
| Bir ajan arkadaşının, ailenin bir üyesinin sağ salim dönmesi için içgüdülerine güvendin ve başarılı oldun. | Open Subtitles | إئتمنت غرائزك للضمان العودة الآمنة زميلة الوكيل، عضو عائلتك، وأنت نجحت. |
| Kaçırılan işçilerin güvenliği için yapacağınız yardım çok işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | أية مساعدة بأمكانك توفيرها للعودة الآمنة لهؤلاء الضحايا ستكون مرحبة |
| Konuşmamız için daha güvenlisi yok. | Open Subtitles | أنها الطريقة الآمنة الوحيدة لنا لنتحدث. |
| - Kırmızı kod alarmı Panik odası protokolünü başlattı. | Open Subtitles | تم تنشيط مستوى التحذير الأحمر إجراء الغرفة الآمنة |