| Muhtemelen sayaç hatasıdır, fakat önlem olarak emniyet tedbirlerini alacağımızdan kemerlerinizi bağlamanız rica olunur. | Open Subtitles | قد تكون مجرد مشكلة فى الصمام و لكن احتياطيا اربطوا الأحزمة بينما سنقوم ببعض اجراءات السلامة |
| Emniyet kemerlerinizi takın. Andrews alanına inişe geçiyoruz. | Open Subtitles | برجاء ربط الأحزمة سنبدأ الهبوط فب أندروس |
| Bu kemerler tarafından hapsedildiğinizi düşünüyorsunuz ama bu doğru değil. | Open Subtitles | تظنان أنكما مقيدان بهذه الأحزمة , ولكنكما مخطئان |
| Yani gömlekler ve kemerler yapıyor. | Open Subtitles | و هو يصنع الأشياء الأخرى مثل القمصان و الأحزمة |
| Yemek yiyeceğim zaman oraya giderken kemerleri sıktıklarında nasıl hissedeceğim? | Open Subtitles | متى سآكل أين أسير ماذا سيكون شعوري عندما تقيدني الأحزمة |
| kemerleri ve cüzdanınızdaki her şeyi tüm şapkaları ve eşarpları çıkarın. | Open Subtitles | أخلعوا الأحزمة. وأخرجوا جميع الأشياء من جيوبكم. أزيلوا جميع القبعات، الأوشحة. |
| Herkes otursun ve kemerini bağlasın. | Open Subtitles | أريدكم أن تبقوا في مقاعدكم وتضعوا الأحزمة. |
| Ben Yüzbaşı Steele duyuyorum! Ben oturmuş ve emniyet kemerlerini, giyen kalmak istiyorum ama şimdi senin hava maske çıkarabilirsiniz. | Open Subtitles | أريدكم أن تبقوا في مقاعدكم وتضعوا الأحزمة. |
| Lütfen yerlerinize dönün ve kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | لذا، فنرجو العودة لمقاعدكم و ربط الأحزمة |
| Lütfen yerlerinize dönün ve kemerlerinizi baglayin. | Open Subtitles | نرجو منكم العودة إلي كراسيكم و ربط الأحزمة. |
| Lütfen koltuklarınıza dönün ve kemerlerinizi bağlayın. Teşekkürler. | Open Subtitles | رجاءً إرجعوا الى مقاعدكم وتأكدوا أن الأحزمة مربوطة بإحكام, شكراً |
| Baylar Bayanlar, lütfen yerlerinize dönüp kemerlerinizi bağlayınız. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي عودوا إلى مقاعدكم من فضلكم و اربطوا الأحزمة |
| - kemerler 2 yıl önce ve bağcıklı çizmeler 5 yıl önce modaydı. | Open Subtitles | حسناً، الأحزمة كانت مند سنتين، والأحذية المبطنة كانت مند خمس سنوات. |
| O zaman bütün bu renkli kemerler ne işe yarıyor? | Open Subtitles | لماذا ترتدون كل الأحزمة الملونة؟ |
| O zaman bütün bu renkli kemerler ne işe yarıyor? | Open Subtitles | لماذا ترتدون كل الأحزمة الملونة؟ |
| Çünkü kısmen, rahim kasılmalarını izlemek için ona bu ağır kemerleri takacak teknisyen ve uzmanlar gerekmekte. | TED | وجزء من هذا لأن ذلك يتطلب فنيين وخبراء ليضعوا هذه الأحزمة المشدودة حولها ليراقبوا تقلصات الرحم. |
| Ve bir de... Her zaman bu kemerleri takın. | Open Subtitles | و الآن ، اُريدُ مِنكُم أن ترتدوا هذه الأحزمة |
| kemerleri bağlayın çünkü çok çılgın bir yolculuk olacak. | Open Subtitles | لذا أربطوا الأحزمة, لأنها ستكون رحلة مجنونة. |
| Kızımın yanına yaklaşamayacaksın! kemerini bağla! | Open Subtitles | ,أنت لن تصل إلى إبنتي . اربط الأحزمة |
| Eğer çocuklarım benimle arabaya binerlerse, emniyet kemerlerini bağlayacaklar. | Open Subtitles | إذا ركب الأطفال معي السيارة عليهم أن يربطوا الأحزمة |
| Burada, üniversite hastanemizde doğum yapan hamile bir kadının geleneksel Kemer ile uterus kasılmaları izlendiğini gösteren bir fotograf var. | TED | هذه صورة لامرأة حامل أثناء المخاض في مستشفى جامعتنا تتم مراقبة تقلصات رحمها بواسطة الأحزمة التقليدية. |
| Emniyet kemeri takın. Işık hızına geçiyorum. | Open Subtitles | أربطوا الأحزمة أنا على وشك الإنتقال إلى سرعة الضوء |
| Kemerlerin işe yaradığı tek şey pantalonlarınızı tutmasıdır. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى تفيد فيه الأحزمة هو منع السروال من السقوط |
| Bayanlar ve baylar, lütfen kemerlerinizin sıkı bir şekilde bağlı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | سيداتي سادتي رجاءا تأكدوا من... أن تشدوا الأحزمة... بشدة حول خاصرتكم. |
| Lütfen "kemerinizi takın" ışığı sönene dek yerinizden kalkmayın. | Open Subtitles | فنحن على وشك الانتهاء حتى يقوم الطيار بتصريح خلع الأحزمة |