| Ama-Ama bu yaratılışın sebepleri için, haydi bunu Dünya üzerinde söylendiği gibi söyleyelim. | Open Subtitles | لكن لكن للأغراضِ هذا الإستجمامِ، دعنا فقط نَدْعوه الذي يَدْعونَه على كوكب الأرضِ. |
| Dünya'ya düşen bu ateş taşı... dağın karları içinde soğumuş ve demire dönüşmüştü. | Open Subtitles | حجارة النارَ التي سَقطتْ في الأرضِ بردت فى جليد الجبال وحتُوِلت إلى حديد |
| Mouse"la Sugar da onu tutup yere yatırıyorlar. | Open Subtitles | الفأر، سُكّر، يَحْدثونَ لمَسْكه. وَضعوه أسفل على الأرضِ. |
| Uzayda ve ayda dolaşmış... dünyanın çevresinde dönmüş astronotlar görüyorum. | Open Subtitles | أَرى المشاة في الفضاءَ والمشاة علي قمرِ ووفرة من حكام الأرضِ. |
| Ama katılmıyorum çünkü bence atlar dünyaya insanlara hizmet etmek için gelmiş. | Open Subtitles | ' سبب، كبعيد كما أَنا قلقُ، الخيول على هذه الأرضِ لتَصليح البشرِ. |
| Dedi. Siz hiç dünyada barış ve iyilik yap iyilik bul'u duymadınız mı? | Open Subtitles | ألم تَسْمعْوا عن السلامِ على الأرضِ والموده نحو البشر؟ |
| Bu, dünyadaki en büyük sosis festivali. | Open Subtitles | هذا هو المهرجان السجقِ الأكبرُ .على الأرضِ |
| Iraklık açısı kullanılarak, 61 Cygni'nin Dünya'dan 104 milyar kilometre uzakta olduğu ölçüldü. | Open Subtitles | استخدام اختلاف المنظر،61 سيجني وُجِدت لتكون مائة واربعة الاف بليون كيلومتر من الأرضِ |
| Ne kadar korkunç! Sanki Dünya ters düz olmuş! | Open Subtitles | اكن الأرضِ كَانتْ مَقْلُوبة رأساً على عقب |
| Churchill'in Dünya'ya ulaşmasını istemedim. | Open Subtitles | أنا لا أريد تَشِرشِل أن تصُل إلى الأرضِ. |
| Dünya'daki geçidin günün birinde yeniden açıImasını umuyorlardı. | Open Subtitles | تَمنّوا أن البابَ الذى على الأرضِ يُمْكِنُ أَنْ يعاد فتحه فى يوماً ما |
| Ama ayaklarının yere bastığından da emin değilim. | Open Subtitles | لكن لَستُ متأكّدَ عِنْدَكَ إثنان الأقدام على الأرضِ أمّا. |
| Sağlam yere bastığımı bilmek güzel. | Open Subtitles | من اللّطيف معْرِفة أَنا على الأرضِ الصلبةِ. |
| Birinin dünyanın öbür ucuna saklayacağı kadar büyük bir define olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ كنز كبير لكي ياتي شخص ما إلى نهايةَ الأرضِ لإخْفائه. |
| Bizi dünyanın öteki ucuna sürükledin... boktan bir ölü için mi? | Open Subtitles | انت تسحبنا خلفك طول الطّريق حتى نهاية الأرضِ من اجل تلك الجثّة داعرة؟ |
| Herman Melville Tanrının dünyaya balina olarak döneceğine inanırdı. | Open Subtitles | إعتقد هيرمان ميلفيل الطير يرْجع إلى الأرضِ كحوت |
| Siz hiç dünyada barış ve iyilik yap iyilik bul'u duymadınız mı? | Open Subtitles | ألم تَسْمعْوا عن السلامِ على الأرضِ والموده نحو البشر؟ |
| dünyadaki en perişan insana bakıyorsunuz. | Open Subtitles | أي شخص. أنت تَنْظرُ إلى الأكثر الرجل البائس على الأرضِ. |
| Ülkenin geri kalanı gibi şu an üzerinde bulunduğumuz bu toprak da yine şiddet yoluyla Kızılderililerden alındı | Open Subtitles | هذه الأرضِ وكُلّ البقية التي تعُودُ إلى البلادِ أُخِذَ بقسوة مِنْ الهنود |
| dünyadan bir haber var mı, Rawlings? | Open Subtitles | هل عَبرَتم إلى الأرضِ لحد الآن، راولنجز؟ |
| Eski bir dava üzerinde çalışıyorum, ve bütün deliller sanki Yer yarıldı içine girdi. | Open Subtitles | أُشغّلُ حالةَ قديمةَ والدليل الأصلي لا يَبْدو لِكي يَكُونَ أي مكان على كوكب الأرضِ. |
| Beni bu boktan Yerde sensiz bırakamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ تَرْكي على هذه الأرضِ السيئةِ بدونك. |
| yeryüzünde yaşayanların her zaman komşularından farklı yasaları olabilir. | Open Subtitles | في كل مكان على الأرضِ الناس لديهم قوانينِ |
| Hatırlıyorum, torbayı öyle bir sıkmıştım ki kızın ayakları yerden kesilmişti. | Open Subtitles | أَتذكّرُ سَحْب الحقيبةِ لذا شدّةِ رَفعَها واضحة مِنْ الأرضِ. |
| Bu düşman topraklarda bize rehberlik etmeye devam ettiğin için. | Open Subtitles | نحننشكرك لانك وجهتنا نحو هذه الأرضِ الخصبه. |
| yere yat! NYPD! NYPD! | Open Subtitles | إنبطح على الأرضِ شرطة نيويورك، شرطة نيويورك |
| Her an topraktan fırlayabilirler. | Open Subtitles | هم يُمْكِنُ أَنْ يَقْفزوا مِنْ الأرضِ في أيَّةِ لَحظَةٍ. |