| Dünyada güvenebileceğim... tek insan sensin. | Open Subtitles | و أنت الشخص الوحيد على وجه الأرض الذي أستطيع أن أثق به |
| -İletişim kurabiliyoruz. Çünkü Dünyada yatacağım en son kişi sensin de ondan. | Open Subtitles | أنت أخر شخص على الأرض الذي أفكر في النوم معه |
| Burası Dünyada olmam gereken tek yer. | Open Subtitles | لا يا إليز، هذا المكان الوحيد على ظهر الأرض الذي يجب أن أكون فيه. |
| Bunun Dünya üzerinden en güçlü beyinsel sistemlerinden biri olduğuna kanaat getirdim - - iyisiyle de, kötüsüyle de. | TED | و أنا أعتقد أنه واحد من أقوى الأنظمة بالمخ على وجه الأرض الذي يمنحنا قمة المتعة أو يجعلنا فى قمة الحزن |
| Fakat bugün sizlerle, bir jeolog olarak kendi bakış açımdan, günümüzde Dünya üzerinde sürdürülebilir bir yaşama sahip olmamız konusunda aldığımız kararlarda, dünyanın geçmişini anlamanın nasıl yardımcı olabileceğini paylaşacağım. | TED | ولكنني أرغبُ اليوم أن أشارككم وجهة نظري كجيولوجية حول كيفية فهم ماضي الأرض الذي بإمكانه مساعدتنا في تحديد وتوجيه قراراتنا التي نتخذها اليوم حول كيفية العيش المستديم على سطح الأرض. |
| Dünyada bunun nasıl çalıştığını anlayacak muhtemelen tek bir kişi var. | Open Subtitles | لربما ليس هناك سوى بشري على الأرض الذي يمكنه إخبارنا بكيفية عمل هذا الشيء. |
| Bu Dünyada Ted Mosby'yi Marshall Eriksen'dan daha çok seven varsa o da sarhos Marshall Eriksen'dir. | Open Subtitles | دعــني لأن الشخص الوحيد في هذه الأرض الذي يحبك اكثر من مآرشآل اريكسون |
| Dünyada gizli teknoloji üreten tek kişi bile olabilirsin. Tamam, güzel. | Open Subtitles | يُمكن أن تكون الرجل الوحيد على الأرض الذي يُقدّم تقنية التسلل خفية للتأجير. |
| Dünyada karı boğacak tek güç, ...Noel Arifesinde ağlayan bir ailedir. | Open Subtitles | القوة الوحيدة على الأرض الذي يمكنها أَن تغرق الثلج عائلة كاملة تبكي عشية عيد الميلاد |
| Hatta bu Dünyada, senin ondan nefret ettiğinden daha çok nefret eden tek bir kişiyi çağırabilirsin. | Open Subtitles | حتّى أنّك دعوت الرجل الوحيد على وجه الأرض الذي يكرهه أكثر منك. |
| Bu Dünyada çalışmak isteyeceğin tek kişiyim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد على هذه الأرض الذي قد ترغب في العمل لديه |
| Kedisini kaybetmiş ve Dünyada kedisini bulabilecek tek kişinin o olduğunu sanan dullar. | Open Subtitles | الأرامل اللواتي فقدن قططهن ويعتقدوا أنه الشخص الوحيد على وجه الأرض الذي بوسعه إيجادها |
| Dünyada bu frekansı duyabilen tek canlı sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد على الأرض الذي يستطيع السماع عبر هذا التردد. |
| Dünyada inek sütüne ihtiyacı olan bir çocuk veya insan yoktur. | Open Subtitles | قطعاً ليس هناك طفل على وجه الأرض الذي يحتاج فعلياً لحليب البقرة |
| İnsanın eşsiz karakterlerinden biri Dünyada, açgözlülüğü yüzünden öldüren tek hayvan olmasıdır. | Open Subtitles | واحدة من الخصائص الفريدة لل رجل هو أنه هو الحيوان الوحيد على وجه الأرض الذي يقتل ل جشع . |
| Dünya'daki en harika kadının sen olduğunu bilen Dünya üzerindeki tek kişi ben olabilirim. | Open Subtitles | ربما اكون الشخص الوحيد على هذه الأرض الذي يعرف.. بانك اعظم امرأة على الأرض |
| Siz Dünya'da onları çevirebilecek tek kişisiniz. | Open Subtitles | أنت الرجل الوحيد على الأرض الذي يمكنه ترجمتها |
| İdiiaya varım Dünya üzerinde bu şekilde tost yiyen tek kişi sensindir. | Open Subtitles | أراهن أنك الشخص الوحيد على الأرض الذي يأكل التوست بهذه الطريقة |