Yani ne demeye çalışıyorsun? Biraz uykusuzluk biraz sindirim güçlüğü... bırakacak mısın? | Open Subtitles | إذاً مالذي تحاول قوله أنه لديك بعض الأرق و عسر في الهضم |
Yani ne demeye çalışıyorsun? Biraz uykusuzluk biraz sindirim güçlüğü... bırakacak mısın? | Open Subtitles | إذاً مالذي تحاول قوله أنه لديك بعض الأرق و عسر في الهضم |
Neyse ki bu uykusuzluk döngüsünü kırmanın yolları var. | TED | لحسن الحظ، هناك طرق للتخلص من حالة الأرق. |
uykusuzluk dayanılmaz olmuştu ve iki gün sonra hakikaten uykusuz kalarak bütün geceyi bodrum katındaki banyonun zemininde geçirdim. | TED | الأرق لم يعد يُحتمل وبعد يومين من عدم النوم فعلياً، قضيت ليلة كاملة على أرضية حمام الطابق السفلي. |
40 Uyku hapını birarada yutmayı denediniz mi? | Open Subtitles | كما ترى أنا أقدر الصحبه الطيبه,فأنا أعانى من الأرق |
Kalp kırıklığı, bildiğimiz yas ve kayıp duygusunun tüm özelliklerini taşır: Insomnia, aşırı düşünce yoğunluğu, bağışıklık sistemi bozukluğu. | TED | يقاسمُ تحطم القلب كل السمات المميزة للفقدان التقليدي والحزن، الأرق والأفكار الدخيلة، واختلال نظام المناعة. |
uykusuzluktan krize kadar bir sürü şeyi tedavi eder. | Open Subtitles | إنه مُسكن قوي جداً يُسكِن كل شيء من الأرق حتى نوبات المرض |
Dünya üzerinde nadir rastlanan genetik mutasyona sahip bir avuç insan için uykusuzluk, kaçınılmaz bir gerçek. | TED | لدى عدد قليل من البشر مرض نادر ينجم عن طفرة وراثية حيث يعانون من الأرق يوميا. |
Ama yıllarca geceleri uykum kaçıp durdu ama sanırım, bu uykusuzluk durumu yaratıcılığıma çok faydalı oldu. | TED | لكن لسنوات كنت أظل مستيقظا وأعتقد أن إبداعي يحفزه بشكل كبير هذا النوع من الأرق. |
Şayet uykusuzluk sorunu yaşıyorsan mutlaka denemelisin. | Open Subtitles | عليك فعلا أن تجربها أحيانا إذا عانيت يوما من الأرق |
Bu geceki hikayemiz özellikle uykusuzluk çekenler için özel olarak hazırlandı. | Open Subtitles | فيلم مصمم خصيصا لمن يعانون الأرق فى الواقع, قصتنا لا تشفيك من الأرق |
Tümünde ciddi Uyku bozuklukları mevcut-- uykusuzluk, narkolepsi, yatak ıslatma. | Open Subtitles | هم يناموا ملخبطين بشدة الأرق تبليل الفراش |
Ama artık göğüslerim ağrımıyor, bulantı, uykusuzluk yok. | Open Subtitles | ولكن الآن كما تعلمون ثديي لاتؤلمني لا مزيد من الغثيان أو الأرق و |
Kurdeşen, bitkinlik, kanayan diş eti, kas ve eklem ağrıları, kilo kaybı, iştah kaybı, uykusuzluk, parlak gün ışığına reaksiyonlar. Siz adını koyarsınız, biz görürüz. | Open Subtitles | آلام العضلات والمفاصل, فقدان الوزن وفقدان الشهية الأرق, ردود الفعل على ضوء الشمس الساطع وتستطيع أن تسمية ونحن نرى ذلك |
Kontrol altımızda olacak bir ortamda hafta sonunu hep birlikte geçirip uykusuzluk hastalığı üzerine kontroller ve çalışmalar yapacağız. | Open Subtitles | سنقضى عطلة نهاية الاسبوع سويا حيث هيأنا بيئة مناسبة لندرس أسباب الأرق لديكم |
Kalbinizin yerinden fırlayacak gibi çarptığı, içinizdeki coşkuyu bir türlü durduramadığınız uykusuz gecelerde yazılmış imajı oluştu bende. | Open Subtitles | لا شك أنك عندما كتبتها, كنت في ليال من الأرق في ليال كان قلبك يخفق خفقانا قويا |
Bazı şeyler için uykusuz geceler geçiriyorum. | Open Subtitles | راودتني الكثبر من ليالي الأرق بشأن بعض الأشياء |
İnsomnia'ya yakalandı ve geceler boyunca yatağında dönüp durdu. | Open Subtitles | الأرق يطارده وهو يلتف ذهابا وايابا حول سريره |
Hapiste, uykusuzluktan aklımı kaçırdım. | Open Subtitles | في السجن، فقدت صوابي بسبب الأرق |
Bir gece uyuyamadım. | Open Subtitles | في ليلة معينة, كنت أعاني من الأرق أنا آسف |
Uykusuzlukla ilgili bir deneyin parçaları olacaklarını söyleyeceğiz. | Open Subtitles | أنهم يشاركون فى بحث عن أسباب الأرق |
Stres durumun nasıl? Uyuyamıyorum. Bana bir şeyler vereceğinizi umuyordum. | Open Subtitles | أنا أُعاني من الأرق كـُنت أتمنـّى أن تـُعطيني شيئاً |
Halkavcıları,şizofrenler,acı çekenler, hep uykusuzluğa eğilimlidirler. | Open Subtitles | الديماغوجيون، الشهداء، المرضى بالفصام، انهم جميعا يميلون إلى الركض نحو الأرق |