| Daha önce konuştuğumuz gibi, kendiliğinden organize olabilmeleri için geleneksel Afrika yöntemleri | TED | لذلك نحن بحاجة للتفكير ، كما قيل في وقت سابق ، في الأساليب التقليدية الأفريقية للقيام بالتنظيم الذاتي. |
| Diğer girişimcilerin de sermayeye erişim için bilindik yöntemleri takip etmektense yeni yöntemler üretmeye çalıştığını hayal edin. | TED | تخيلوا لو حاول رواد أعمال آخرون ابتكار طرق جديدة للحصول على رأس المال بدلًا من اتباع الأساليب التقليدية. |
| yöntemler, neler yaptın? Sonuçlar, gözlemler nelerdi? | TED | وعرض الأساليب عما قمنا به؟ النتائج، ماذا كانت الملاحظة؟ |
| Kullandığı metotlar hep aynıydı. | Open Subtitles | الأساليب التي التي استخدمها كانت مشابهة تماما |
| Dikkatlice izleyin ve tüm temel tekniklerimizi temel alarak bu tekniği karakterize edin. | Open Subtitles | راقبا بحرص واحفظاه لإنه علامة مميزة لنا أساسيات جميع الأساليب |
| Paraşütçülerin yalnız başarıları hakkında değil onlara kullanmaları söylenen metodlar hakkında da çok şey konuşuluyor. | Open Subtitles | كثر الكلام، ليس فقط عن نجاح المظليين... وإنما عن الأساليب التي إستعملوها أيضاً |
| Geldiğim yerde böyle sinsi taktikler yoktu. | Open Subtitles | أنت تعلم ، لا يعلّمون الأساليب الخادعة في المكان الذي أتيت منه |
| O yüzden bugün, rahatlama yolunda size yardımı olacak bazı teknikler üzerinde çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | إذا اليوم أغرب بالعمل على بعض الأساليب أمل بأن يذهب البعض لتحقيق ذلك |
| Her ne kadar günümüzün askerleri, yanan otların yerine altı klorlu etan kullansalar da bu ilkel yöntemlerin işe yaramayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | وعلي الرغم أن قنابل الدخان في وقتنا هذا قد تغيرت كثيراً فمازالت الأساليب القديمة فعالة أيضاً |
| Geleneksel teknikleri bile kullanmama izin verildi. | TED | كان يسمح لي حتى بإستخدام الأساليب التقليدية |
| Bütün Klasik stiller uyuşmazlıkların akışını... yakalamaya teşebbüs eder. | Open Subtitles | كل الأساليب الكلاسيكية هى محاولة لإيقاف سلسلة القتال |
| Dünya çapında kanser sonucu ölümlerin üçte ikisinden fazlası, şu anda sahip olduğumuz yöntemlerle tamamen önlenebilir. | TED | عالمياً، يمكن تفادي أكثر من ثلثي حالات الوفاة بسبب السرطان تماماً باستخدام الأساليب التي بين أيدينا اليوم. |
| Aciliyet, işe yarayan yöntemleri yaramayanlarla değiştirmeyi gerektirmez. | Open Subtitles | الضرورة لا تدعو إلى تغيير الأساليب المجدية إلى أساليب غير مجدية. |
| Bir özel timin yeniden eğitim alması lazım. Modern yöntemleri öğrenmeliler. | Open Subtitles | القوة الضاربة لديهم تحتاج إلى خبير لتدريبهم على الأساليب الحديثة. |
| Eski yöntemleri tam anlamiyla bilebilecek sadece iki kisi geliyor aklima... | Open Subtitles | لا يُمكنني التّفكير سوى في اثنتيْن يُمكنهما معرفة الأساليب القديمة بحقّ... |
| Ne yazık ki bu tür metotlar hâlâ bilim adı altında kullanılıyor ki bu gerçek bilime ve insan zekasına bir hakaret. | Open Subtitles | للأسف، هذه الأساليب لا تزال تبحر اليوم تحت راية العلم الذي هو اهانة للعلم الحقيقي، فضلا عن الذكاء البشري. |
| Kimse bu kadar tekniği bir günde öğrenemez. | Open Subtitles | لا أحد يتعلم كل الأساليب تلك في يوم واحد |
| Bunun sonucunda, lokal sorunlara çare olarak sıcak su şişelerinin bebeklerin vücuduna sarılması gibi, veya buradaki gibi, onları ışık ampullerinin altında ısıtmak gibi metodlar kullanılıyor ki bunlar etkisiz ve güvensiz yöntemler. | TED | ونتيجة لذلك، يلجأ الآباء للحلول المحلية مثل لفّ أطفالهم بزجاجات ماء دافئة، أو وضعهم تحت المصابيح الكهربائية مثل تلك التي ترونها هنا -- الأساليب التي ليست كفؤة وليس آمنة على حد سواء. |
| Düşmanının da benzer taktikler uygulayacağını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفترض أن أعداءك سيستخدمون نفس الأساليب |
| Shuziro yeni teknikler bulmak konusunda bir uzmandır. | Open Subtitles | شوزيرو) هو الأفضل في إكتشاف) الأساليب الجديدة |
| Onların başarıları, bu yöntemlerin sonucudur. | Open Subtitles | نجاحهم هو نتيجة تلك الأساليب |
| 5 dakika içinde savunma taktikleri dersi var. | Open Subtitles | لدينا درس عن "الأساليب الدفاعية" في الخامسة |