| Eh, şey, duş almayı bırakmaya karar verdim, bilirsin, karaktere bürünmek için. | Open Subtitles | اوه , لقد قررت التوقف عن الأستحمام لأبقي متقمصا الشخصية كما تعلمين |
| Niagara'dan bahsedince, sen ve ben duş alabiliriz. | Open Subtitles | الحديث عن نياجرا، يمكننا تأجيل الحديث بعد الأستحمام. |
| Eğer bu oyunda 20 kazanmaya başladığında duş terliklerindeki mantarların büyümesine artık izin verebilirsin. | Open Subtitles | لو سجلت 20 هدفا فى المباراة حينهما يمكنك ترك الفطر ينمو على خف الأستحمام |
| Bu banyo işlemini bir sanat formuna dönüştürdükleri bile söylenebilir. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تقول أنها قد حولت الأستحمام إلى فن |
| Ben vermek oldu Biri iyi bir banyo o beyaz bir at olduğu için bir zamanlar . | Open Subtitles | كنت على وشك أن أساعد أحدهم على الأستحمام لأنه كان حصان أبيض في ذلك الوقت |
| - Senin "duş almam" imajın gibi. | Open Subtitles | مثل، لا أحب الأستحمام هي علامتك التجارية |
| Öyle.Artık duş yok, trafik yok.Kavga yok. Hastalık yok. | Open Subtitles | لا مزيد من الأستحمام او أزدحام المرور او تذمر او المرض |
| duş kabinine baktım, psikopat Ian orada değil, yani senin girmen gerek. | Open Subtitles | لقد تحققت من حوض الأستحمام ولا يوجد به المريض النفسي |
| Sen duş almaya çalışırken birlikte olduğun vücut sayısını arttırmak gibi şeyler değil. | Open Subtitles | مثل عدم وجود جسد لتقفزي أليه حين تريدين الأستحمام |
| Üç duş bonesi ya da bir saç fırçası istiyorum. | Open Subtitles | أجل. ثلاث من قبعات الأستحمام او فرشاة مستديرة.. |
| Bende de bu tutku vardı. Boyuna duş alıyordum. | Open Subtitles | لقد مررت بهاجس الخوف من الأستحمام طوال الوقت. |
| Bende de bu tutku vardı. Boyuna duş alıyordum. | Open Subtitles | لقد مررت بهاجس الخوف من الأستحمام طوال الوقت. |
| Biz de duş alıp yerleşebiliriz böylece. | Open Subtitles | حتى نتمكن أخيرا من الأستحمام وأفراغ حقائبنا ؟ |
| O duş bana çok uzun sürdü üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأن الأستحمام أستغرقني وقتاً طويلاً |
| Minik yavrum tek başına bir çukurda büyürken onca yılı duş alarak dergiler okuyarak Wi-Fi bozuk diye yakınarak geçirdiğim için ben üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أسفة أننى قضيت كل هذه الأعوام فى الأستحمام و قراءة المجلات و أشتكى أننى لا أعرف كيف ــ |
| Yemek yedirdim, banyo yaptırdım ve onları yataklarına yatırdım. | Open Subtitles | أطعمتهم، وساعدتهم على الأستحمام ثم وضعتهم بالفراش |
| Belki önce banyo yapmalısın çünkü yere dokunan tekerleğe dokunuyorsun. | Open Subtitles | ربما الأستحمام أولاً لأنك تلمس العجلات التي لمست الأرض |
| Bir de onunla birlikte banyo yapmaya çalışması var. | Open Subtitles | وهو يفعل ذلك الشيء لمحاولة الأستحمام معها |
| Çok teşekkür ederim ama banyo tuzumu almayı unutmuşum. | Open Subtitles | لا، اشكرك لقد نسيت املاح الأستحمام |
| Utanç ya da korku hissetmiyorum, sadece banyo küvetinde oturmuşum ve su kalmamış gibi. | Open Subtitles | "لم أشعر بالخزي أو الخوف لكن فقط بنوع من عدم الأكتراث" "كما عندما نجلس في حوض الأستحمام وتفيض منه المياه" |
| Ben daha çok küvette yıkanmayı severim ama sağ ol. | Open Subtitles | لا أنا أقرب إلى رجل يحب الأستحمام لوحده ولكن شكراً لك |