| 106 metrelik bir gemiyi, içinde büyük silahları olan büyük denizciler varken almaya çalıştı. | TED | لقد حاول الحجز على سفينة بطول 350 قدمًا خلال تواجد ضباط البحرية الكبار مع الأسلحة الكبيرة على متنها. |
| büyük silahları görmeyi severler. | Open Subtitles | -حسناً , السيدات يحبّبن رؤية الأسلحة الكبيرة |
| büyük silahları hiçbir zaman sevmemişimdir zaten. | Open Subtitles | على أية حال لا أحب الأسلحة الكبيرة قط |
| Japonlar gemide koca bir delik açmış ama büyük silahlar hala iyi efendim. | Open Subtitles | تسبب اليابانيون بفتحة كبيرة في المقدمة لكن لم تصب الأسلحة الكبيرة بضرر سيدي |
| Tüm bu büyük silahlar sınırın güneyinde kullanılacak. | Open Subtitles | انظر , كل هذه الأسلحة الكبيرة سوف تستخدم في جنوب الحدود |
| Ağır topları çağırmam lazım. Kesin olarak sorunu çözerler. | Open Subtitles | أحتاج لجلب الأسلحة الكبيرة سيعتنون بها بشكل نهائى |
| büyük silahları severim! | Open Subtitles | أًحب الأسلحة الكبيرة |
| 'büyük silahları çıkarmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | " أنه وقت لسحب الأسلحة الكبيرة" |
| Zoil, büyük silahları çıkarmalıyız. | Open Subtitles | (زويل)، علينا أن نستخدم الأسلحة الكبيرة |
| Zoil, büyük silahları ortaya çıkarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | (زويل)، علينا أن نستخدم الأسلحة الكبيرة |
| büyük silahlar 42 saniye sürmüş efendim. | Open Subtitles | إثنان وأربعون ثانية قضيت في فحص الأسلحة الكبيرة |
| - Ağır topları getirebilmek için. | Open Subtitles | لكي يمكنهم ارسال الأسلحة الكبيرة |