| O kadar çok kural ve kısıtlama var ki bir çocuğun bakışıyla, bu, olabilecek en kötü doğa. | TED | هناك العديد من القواعد والقوانين من وجهة نظر طفل، ليعتبر هذه الطبيعة الأسوأ على الإطلاق. |
| Sadece kötü olacağını düşünmüyordum, tüm zamanların en kötü kitabı olacağını düşünüyordum. | TED | ليس سيئاً فقط، لكنه الأسوأ على الإطلاق. |
| Bir Aglayan Melek Amy, evrimin yarattigi en ölümcül, ...en güçlü, en kötü yasam formudur, ...bunlardan bir tanesi de o enkazin içinde hapsolmus durumda. | Open Subtitles | التماثيل الباكية يا آمي الأسوأ على الإطلاق والأقوى والأحقد التي أنتجت تطوراً من قبل وأحدهم محبوس في الحطام |
| Mizah anlayışı da. Kısacası, en kötü oda arkadaşı. | Open Subtitles | أو " هومور " إنه زميل الغرفة الأسوأ على الإطلاق |
| Yeryüzündeki en kötü yer. | Open Subtitles | المكان الأسوأ على الأرض |
| Bu zamana kadarki en kötü gün.. | Open Subtitles | اليوم كان الأسوأ على الإطلاق |
| - Gelmiş geçmiş en kötü film. | Open Subtitles | -الفيلم الأسوأ على الإطلاق . |