| Alnında küçük, beyaz bir yıldızı olan siyah midilliyi hatırlarsın. | Open Subtitles | تذكري، المُهر الأسود الذي كنتِ تضعين على جبهته نجمة بيضاء؟ |
| Ama eve dönmek için heyecanlı olan Theseus, beyaz yelken açmayı unutup, daha önceki siyah yelkeniyle denize açılmıştır. | Open Subtitles | لكنه كان متحمس جداً للعودة إلى الديار، لهذا نسى الوعد وواصل رحلته بنفس الشراع الأسود الذي بدأ الرحلة بهِ. |
| Doğanın molekülleri her yerde. Petrol dediğimiz, ayrışıp siyah karışımlara dönüşen moleküller de buna dâhil. | TED | الجزيئات الطبيعية موجودة في كل مكان، بما في ذلك الجزيئات التي تحللت إلى هذا المزيج الأسود الذي يدعى بترول. |
| Birini görebilmek için Dünya boyunda bir teleskop yapmanız gerek çünkü baktığımız kara delik çok radyo dalgası yayıyor. | TED | لكن لرؤية أحدها، ستحتاج لبناء تلسكوب بحجم الأرض، لأن الثقب الأسود الذي ننظر إليه تنبعث منه موجات إشعاعية وفيرة. |
| Tamam, bir dakika bekle Patty Hurst, bu seni ilk seferinde buradan kaçıran kara dumanın aynısı değil mi? | Open Subtitles | مهلا يا باتي هيرست أليس ذلك نفس الدخان الأسود الذي إختطفك من هذا المكان القذر في المرة الأولى ؟ |
| Tüm dünyada is karasını ve her gün kullandığımız siyah mürekkepleri üretmek için fosil yakıtları yakan fabrikalar var. | TED | هناك مصانع حول العالم تحرقُ الوقود الأحفوري لإنتاج الكربون الأسود، لصنع الحبر الأسود الذي نستخدمه بشكل يومي. |
| Fakat sizin gördüğünüz, şu siyah adamı doğramasıyla ilgili, bir şey bulamadık. | Open Subtitles | لكن لم نجد جثة الرجل الأسود الذي رأيتِهِ تُقطِّعُهُ. |
| siyah yağmura yakalandı, bomba değildi. | Open Subtitles | لقد كان المطر الأسود الذي أصابها ليست القنبلة |
| Yoksa sana aldığım o siyah dantelli şeyi mi giyiyorsun? | Open Subtitles | أجل ، أتعرفين ، لا بد انك ترتدين ذلك الثوب الأسود الذي اشتريته لك |
| Az önce profesyonel gibi bir damarı tamir eden siyah cerrah kimdi? | Open Subtitles | من الجراح الأسود الذي أصلح شرياناً كالمحترفين؟ |
| O gece giydiğim siyah elbiseyi bile hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر حتى الثوب الأسود الذي ارتديته ليلتها |
| siyah ve beyaz olan, ama asla, asla ve asla hastaneye alınmaması gereken şey nedir? | Open Subtitles | ما هو الشيء الأبيض و الأسود الذي لا يجب أبداً أبداً أن يكون مسموح به في المستشفى ؟ |
| - Kap kaç. Onu zorla almışlar, dışarıdaki siyah Hummer ile kaçmışlar. | Open Subtitles | بمجرد أن أمسك به، لاذوا بالفرار إلى هامر الأسود الذي كان ينتظر خارج. |
| Bana siyah Seppuku Tavşanı-san öğretti. | Open Subtitles | لقد أخبرني الأرنب الأسود الذي لدي الكثير |
| Ölüm herkesin kapısını çalan siyah bir devedir. | Open Subtitles | الموت هو الجمل الأسود الذي يدق باب كلّ رجل |
| Ofisindeki siyah saçlı adamı net şekilde gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقولان أنّهما حصلا على نظرة جيدة للرجل ذو الشعر الأسود الذي كان في مكتبها |
| Getirdiğin siyah olanı dene kısa dekoltesi olan var ya. | Open Subtitles | جربي الأسود الذي جلبتيه معك الذ بخط رقبه منخفض |
| Damarlarında akan kara kan her çamur doğumluyu birbirine bağlıyor. | Open Subtitles | الدم الأسود الذي يتدفق في عروقهم يربط جميع المخلوقات الطينية |
| Son bir kez 1000 yıl önce kullandığım kara büyüyü kullanacağım. | Open Subtitles | سأعوّل لمرّة أخيرة على السحر الأسود الذي استخدمته مرّة مُنذ ألف عام. |
| Ben de şu almamı söylediğin kara kutuyla dışarı çıkabileyim. | Open Subtitles | وبتلك الطريقة أستطيع الخروج من هنا و بحوزتي الصندوق الأسود الذي أردتِ مني الحصول عليه |