| Galiba senin gibi iyi adamlardan hayatım boyunca uzak durdum. | Open Subtitles | أعتقد بأني تفاديت الأشخاص الطيبين مثلك طوال حياتي... |
| Galiba senin gibi iyi adamlardan hayatım boyunca uzak durdum. | Open Subtitles | أعتقد بأني تفاديت الأشخاص الطيبين مثلك طوال حياتي... |
| Anders iyi adamlardan biriydi. | Open Subtitles | لا كان من الأشخاص الطيبين |
| 55 gündür içmiyorum, o yüzden iyi insanlar gerçekten önemli. | Open Subtitles | أقلعت عن الشراب لـ55 يوماً لذلك وجود الأشخاص الطيبين مهم |
| Bazı zamanlar iyi insanlar da kötü şeyler yaparlar, Kev. | Open Subtitles | أحيانًا يقوم الأشخاص الطيبين بأمور سيئة ، كيف شكرًا |
| Düşen uçaklarda hep çok iyi insanlar olur. | Open Subtitles | كل الأشخاص الطيبين يتوفون في حوادث طائرات |
| İyi adamlardan biri. | Open Subtitles | هو من الأشخاص الطيبين |
| İyi insanların sorunları da kendilerinin iyi insanlar olduklarını düşünmeleridir. | Open Subtitles | مشكلة الأشخاص الطيبين أنهم يعتبرون أنفسهم طيبين |
| İyi insanlar bu çizgi boyunca baştan çıkartılabilir, ve iyi ve bazı nadir durumlarda, kötü çocuklar yardımla, düzeltmeyle, rehabilitasyonla kurtarılabilir. | TED | إذ من الممكن اجتذاب الأشخاص الطيبين ليعبروا هذا الخط، وتحت ظروف مواتية ونادرة يستطيع الأطفال السيئون العودة إلى جادة الصواب من خلال تقديم العون لهم، وبرامج الإصلاح، وإعادة التأهيل. |
| Onlar iyi insanlar. | Open Subtitles | أنتِ تنتمين بالداخل، مع الأشخاص الطيبين |
| İyi insanlar da kötü şeyler yapabiliyor. | Open Subtitles | أن الأشخاص الطيبين يقومون بأعمال سيئة |