| Aynı sebeple Büyük şeyler, küçük parçalardan yani detaylardan, pek de etkilenmezler. | TED | لذات السبب، لا تتأثر الأشياء الكبيرة كثيرًا بفعل أجزائها الصغيرة المكونة لها، أي؛ بالتفاصيل. |
| Büyük şeyler küçük pakette gelirmiş. | Open Subtitles | يقولون الأشياء الكبيرة تأت من الصفقات الصغيرة |
| Senin için hep Büyük şeyler istedim, Bartleby. | Open Subtitles | أردتُ فقط الأشياء الكبيرة لَك، Bartleby. |
| Bilmem. büyük şeyleri severim. Geniş açık alanları severim. | Open Subtitles | لا أعلم , إنني أحب الأشياء الكبيرة أحب الفضاءات الضخمة المفتوحة |
| Bu uçak savaşta kullanılmak için fazla büyük ama Hava Kuvvetleri büyük şeyleri seviyor. | Open Subtitles | هذه الطائرة كبيرة للغاية لتخوض القتال .لكن الجيش لديه ضعف إتجاه الأشياء الكبيرة |
| Genel izafiyet çok büyük şeylerin hareketini tanımlarken, kuantum fiziği çok küçük şeyleri açıklar. | TED | النسبية العامة التي تصف سلوك الأشياء الكبيرة جداً بينما فيزياء الكم تشرح الأشياء الصغيرة. |
| Annem hep, Büyük şeyler küçük paketlerle gelir, derdi. | Open Subtitles | رائع والدتي تقول لي دائما:"الأشياء الكبيرة "تأتي دوما على شكل قطع صغيرة |
| Büyük şeyler. Küçük şeyler. Yapışkan şeyler. | Open Subtitles | الأشياء الصغيرة، الأشياء الكبيرة ...الأشياء اللزجة |
| Birlikte yapacağımız bir sürü şey var, Büyük şeyler. | Open Subtitles | أشياء كبيرة. ما هي الأشياء الكبيرة ؟ |
| Büyük şeyler yapmak zor değil. | Open Subtitles | ليس من الصعب أن تفعل الأشياء الكبيرة |
| Şu aptalca fikirlerin ve Tommy için yapmak istediğin o Büyük şeyler hakkında sürekli seninle alay ediyorum ya? | Open Subtitles | أتعرف أنا دائما أندم على أفكارك الغبية و كل الأشياء الكبيرة الذي فعلها ل(تومي)؟ |
| Fazla Büyük şeyler değil. | Open Subtitles | وليس حتّى الأشياء الكبيرة. |
| Büyük şeyler... Çok tehlikelilerdir ve... | Open Subtitles | الأشياء الكبيرة , خطر جدا ... |
| Bir kral varmış, Kral George ve o büyük şeyleri severmiş ve yuvarlak şeyleri severmiş. | Open Subtitles | كان هنالك ذلك الملك، الملك جورج إنه يحب الأشياء الكبيرة وكان يحب الأشياء الخاصة |
| Küçük şeyler, büyük şeyleri doğurur. | Open Subtitles | .من الأشياء الصغيرة , الأشياء الكبيرة قد تأتي يومًا ما |
| Cindy, Sanırım büyük şeylerin küçük paketlerden çıktığı doğru. | Open Subtitles | (سيندي) ، أعتقد أن الأمر صحيح أن الأشياء الكبيرة تأتي من الأشياء الصغيرة |
| büyük şeylerin, küçük başlangıçları vardır. | Open Subtitles | الأشياء الكبيرة تبدأ صغيرة |