| Bir haftadır süren şu aptal baş ağrısı. Dünyanın en uzun akşamdan kalmalığı. | Open Subtitles | انه فقط هذا الصداع الغبي طوال الأسبوع انه تأثير الشراب الأطول في العالم |
| Kuzey Hindistan'daki çimenler gezegenin en uzun türüdür ve dünya üzerindeki en etkileyici canlılara ev sahipliği yapar. | Open Subtitles | العشب في شمال الهند هو الأطول في العالم موطنٌ لأكثر المخلوقات التي تمشي على الأرض إعجابًا |
| Bu ağırlığı desteklemek için kulelerin deniz seviyesinden yaklaşık 90 metre yukarıda olması gerekliydi -- bu da kuleleri Batı yarı küredeki en uzun yapılar haline getiriyordu. | TED | لدعم كل هذا الوزن يجب على البرج أن يرتفع 90 مترًا فوق مستوى البحر ... ما يجعله البنية الأطول في النصف الغربي |
| - Henüz kaçırmadın. Çünkü FBI tarihindeki en uzun toplantı oluyor. | Open Subtitles | حسنا، ليس بعد، لكن , uh، فقط لأن هو الأطول في تأريخ مكتب التحقيقات الفدرالي. |
| Yapımcı Dan Rees, Donmuş Gezegen ekibine Arktik'teki en uzun yolculuklarında liderlik etti. | Open Subtitles | المنتج (دان ريز)، قاد فريق "كوكب متجمد" عبر رحلتهم الأطول في القارة الشمالية |
| en uzun kiracı Merkezi Street. | Open Subtitles | المستأجرة الأطول في الشارع المركزي |
| Evet, hayatımdaki en uzun gün. | Open Subtitles | أجل، الأطول في حياتي. |
| Dünyadaki en uzun adet dönemleri. | Open Subtitles | الحيض الأطول في العالم |