| Ajanların, şaşı ve Wonder Woman gibi giyindiğini lütfen bilgilendirin. | Open Subtitles | رجاء أخبر العملاء أننا نرتدي لباس رجل ضعيف النظر ، والمرأة الأعجوبة ، حوّل |
| Yeni yılımı bir çizgi roman dükkanında Wonder Woman kostümü giyerek geçirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقضي ليلة رأس السنة "بمحل كتب مصوّرة لابسة لباس "المرأة الأعجوبة |
| Bugün Wonder Woman olarak geleceksin sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك سوف تأتي في صورة المرأة الأعجوبة اليوم |
| Bu kadar şeye nasıl zaman ayırıyor, bir Mucize. | Open Subtitles | سأخبرك شيء إنه الرجل الأعجوبة الذي تجده في كل عصر |
| Mucize yolu, değerli şeylerin neonlarla bezenmiş olduğu gözü rahatsız eden ne bir kilise ne de kütüphanenin olduğu yer. | Open Subtitles | آه، الميل الأعجوبة ..حيث الأمور المهمة ترتدي قبعة مكسيكية مضيئة ولاتوجد هناك ولا كنيسة أو مكتبة لتؤذي العينين |
| Mucize Kız doğrulur ve " Bu da neydi böyle?" der. | Open Subtitles | وإذا بـ "المرأة الأعجوبة" تنهض قائلة ما هذا الذى حدث ؟ |
| Stan Lee bütün Marvel filmlerinde oynayabilse dahi ve çok daha zengin olsa da. | Open Subtitles | على الرغم من ستان لي يحصل أن يكون في كل الأفلام الأعجوبة. و-وانه هو أغنى بكثير. |
| Sadece tamamıyla örtülmüş bu durumdayken güneşin saklı harikası ortaya çıkmaktadır. | Open Subtitles | والآن فقط ، وخلال هذا كله , كُشفت الأعجوبة الخفية للشمس |
| Bee, de ortayı. Wonder Girl, sen burada kal. | Open Subtitles | النحلة , الحظيرة الوسطى , وفتاة الأعجوبة , أبقي في الموقع |
| Çünkü sen Wonder Girl'sün, tatlım. Görünmez Kız değilsin. | Open Subtitles | لأنك فتاة الأعجوبة , عزيزتي , ليست فتاة تسلل |
| İşi bırakacağı zaman, Beyaz Ekmekten, Wonder Ekmeği'ne dönüştü. | Open Subtitles | عندما ترك هذه الشفرة تتحول من الخبز الأبيض إلى الخبز الأعجوبة |
| ESD: Biz tıp öğrencileriyiz, cinsel sağlık çalışanlarıyız ve "The Wonder Down Under" kitabının yazarlarıyız. | TED | إ.س.د: إننا طالِبتاَ طب، عاملتان بالصحة الجنسية ومؤلفتي "الأعجوبة القابعة بالأسفل ". |
| Ve bu bütün Justice League Batman, Green Lantern, Wonder Woman. | Open Subtitles | وكافة سلاسل "دوري العدالة"، "الرجل الوطواط"، "الفانوس الأخضر"، "المرأة الأعجوبة" |
| Boy Wonder... çok parlak olmalı. | Open Subtitles | الفتى الأعجوبة... الفتى الأعجوبة لابد أن يكون جيداً. |
| O sakallı Mucize geleceği görebiliyor olsaydı şu an burada bulunuyor olmazdı, değil mi? | Open Subtitles | أنظر، لو كانت هذه الأعجوبة ذات اللحية يمكنها توقّع المستقبل لما انتهى به الأمر هنا |
| Evren, görevim başladığından bu yana böyle bir Mucize görmedi. | Open Subtitles | لم يشهد الكون هذه الأعجوبة قبل أن أبدأ حراستي. |
| — Prue kızıyor çünkü bu sefer Mucize kadını oynayamadı. | Open Subtitles | لأنها لم تلعب دور المرأة الأعجوبة |
| -Supermen'le Mucize Kız'ı duydunuz mu? | Open Subtitles | هل سمعتَ بـ "سوبر مان" و "المرأة الأعجوبة" ؟ |
| Mucize İkizler gibi, ikiz olmamamız dışında... | Open Subtitles | بالفعل , مثل توأم الأعجوبة ... ما عدا أننا لسنا بتوأم |
| Marvel da Thür'ü kadınlaştırdı. | Open Subtitles | جعلت الأعجوبة "تور" أنثى. |