| O sikik şarkı, sikik radyoda duyabileceğin tarz bir şarkı. | Open Subtitles | هذه الأغنيه اللعينه هي الأغنيه التي تسمعها على الراديو اللعين |
| Ama oldukça başarılı bir şarkı yazma ikilisinin yarısıyım. | Open Subtitles | لكني النصف الأخر من الأغنيه ذات الكتابه العظيمه |
| Bu şarkı, yarışmanın birincisi değil. | Open Subtitles | . . هذه الأغنيه ليست الرابحه في مسابقة اغاني الحفل |
| Şarkının senin için olduğunu sanıyorsun, sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | مختل جدا ً من المحتمل أن تظن أن هذه الأغنيه عليك |
| Bu şarkıya bayılıyorum. Hadi, yeni eşcinsel arkadaşımla konuşalım. | Open Subtitles | أنا أُحب هذه الأغنيه هيا لنتحدث إلى صديقى الجديد |
| Tek bildiğim şey, bu Şarkıyı ilk kez dinlediğimde kıpırdayamaz olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه اول مرة سمعت هذه الأغنيه لم أستطيع التحرك |
| Sesini duymasam da, o şarkıdan nefret ediyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أنني لا أسمعها,أنا أكره تلك الأغنيه |
| Bu şarkı bana neyi hatırlatıyor biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف أنت تعرف بماذا تذكرنى هذه الأغنيه ؟ |
| Bu şarkı bana neyi hatırlatıyor, biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف أنت تعرف بماذا تذكرنى هذه الأغنيه ؟ |
| Beyhude genç, bu şarkı senin için söylenmiş sanma | Open Subtitles | أنه ليس الشريك المناسب أنه تافه جدا ً من المحتمل أن تظن أن هذه الأغنيه عليك |
| Hey, o da neydi, uh... az önce söylediğin İspanyolca şarkı? | Open Subtitles | ماذا كانت ؟ ؟ ماذا كانت هذه الأغنيه الإسبانيه التى كنتى تغنيها ؟ |
| Çünkü çizgi film Fransızcaydı ve sonunda bu şarkı çalıyordu. | Open Subtitles | لان الفلم كان مدبلجا بالفرنسية وفي النهاية،كانت تلك الأغنيه |
| Bu benim uzun süredir yazdığım ilk şarkı. | Open Subtitles | هذه الأغنيه الأولى التي كتبتها بعد وقت طويل جدا |
| Üzgünüm, bütün gün aklıma bu şarkı takıldı. | Open Subtitles | آسف , لدي تلك الأغنيه في رأسي طوال اليوم |
| Ama oldukça başarılı bir şarkı yazma ikilisinin yarısıyım. | Open Subtitles | لكني النصف الأخر من الأغنيه ذات الكتابه العظيمه |
| Bu şarkı, yarışmanın birincisi değil. | Open Subtitles | . . هذه الأغنيه ليست الرابحه في مسابقة اغاني الحفل |
| Şarkının içinde onları,. Kontrol eden bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك شيئ في الأغنيه يتحكم بحركتهم كل لوحده |
| Adam bu Şarkının bana olanlarla ilgisi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | . . آدم يعتقد ان هذه الأغنيه ترتبط بما امر به اليوم |
| İkimiz de okulda popüler grupta olmamıza rağmen kendimizi kimsesiz gibi hissediyorduk ve ikimiz de sabah duyduğumuz ilk Şarkının bütün günümüzü etkileyebilirmişiz gibi hissediyoruz. | Open Subtitles | يبدوا وأننا متشابهتان ونحن الُنان نحس بأن الأغنيه التى نسمعها فى الصباح يمكنها ان تؤثر فى يومنا |
| "İçtiğim zehrim" adlı şarkıya kulak verin. | Open Subtitles | إستمع إلى هذه الأغنيه.."السم الذى تناولته". |
| Benim öyle yanıp kül olduğumu gördükten sonra sahneye çıkıp zor bir Şarkıyı yabancı dilde söyleyeceksin. | Open Subtitles | بعد مشاهدتي أتحطم و أحترق .. ستذهب و تغني هذه الأغنيه الصغبه جداً.. |
| Her zaman bu şarkıdan nefret ettim. | Open Subtitles | دائما كنت أكره هذه الأغنيه |
| Anne, Merak etme. Şarkımı hala söyleyebilirim. | Open Subtitles | أمي لا تقلقي حيال ذلك بوسعي أن أغني الأغنيه |
| Ancak borç konusunda şarkıda olduğu gibi öyle çok rahat bir duruşum yok. | Open Subtitles | على الرغم من أنه ليس لدي موقف متعجرف ضد ديوني كما توحي الأغنيه |
| Şarkıdaki sözleri dinliyorum: Kimse aşka hayır diyemez. | Open Subtitles | كنت أصغي إلى الأغنيه وأفكر لا يستطيع أحد مقاومة الحب |