| En azından benim maymunum alaycı değildi ve sürekli saçma şakalar yapmıyordu. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل لم يكن قردي ساخراً و يلقي بالنكات طوال الوقت |
| En azından bu sefer ben değildim, değil mi bebeğim? | Open Subtitles | على الأقل لم يكن لي دخل بالموضوع هذه المرة حبيبتي؟ |
| Deli annesi. Sarhoş babası. En azından babası Nazi değildi. | Open Subtitles | والد سكِّير، ولكنه على الأقل لم يكن نازياً مثل والدي |
| Ve onu öldürmediler, en azından isteyerek. | Open Subtitles | إنهم لم يقتلوه .. على الأقل لم يكن في نيتهم |
| Yani en azından ambulans şoförlerini öldürmeye çalışmıyormuş. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن يحاول أن يقتل سائقي الأسعاف |
| En azından ona kaşlarını ağdayla mı aldın diye sormadım. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن أنا من سأله إن كان ينزع شعر حاجبيه |
| Sanırım en azından bu işe siyah insanlar bulaşmamıştır hiç, ha, Jimmy? | Open Subtitles | أعتقد على الأقل لم يكن هناك كثير من السود متورطين أليس كذلك يا جيمي؟ |
| Sanırım en azından hiç siyah birisi yok içinde, değil mi Jimmy? | Open Subtitles | أعتقد على الأقل لم يكن هناك كثير من السود متورطين أليس كذلك يا جيمي؟ |
| En azından cehennemde bulunabilen kükürt değil. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن كبريتاً، المتوفر من الجحيم فقط |
| Bende öyle. En azından piyano değildi. | Open Subtitles | وأنا لا أعلم أيضاً على الأقل لم يكن بيانو |
| En azından "Noel Babaya söyle bisiklet istiyorum" .dememişler. | Open Subtitles | نعم , حسناً , علي الأقل لم يكن كذلك مرحباً يا روبي لقد أردت دراجة لعيد الكريسماس أيمكنك أن تعطي لسانتا الرسالة ؟ |
| en azından bu seferki tuvalette değil di. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن ذلك في دورة المياه هذه المرة |
| En azından arkanda sürekli ağlayan bir bebek yoktu. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن هُنالك طفل يصرخ وراك طوال الوقت. |
| En azından kafamıza doğrultulmuş şok silahlarından endişe etmemize gerek yoktu. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن لدينا ما يدعو للقلق واسلحة قاذفة موجهة نحو رؤسنا |
| Evet, kulaklarım hala çınlıyor ama en azından kafasına silah dayanan olmadım. | Open Subtitles | ..أجل، أذني لا تزال تطن. لكن على الأقل لم يكن المسدس مصوباً إلى رأسي |
| En azından üniversitedeki ilgi alanım eser hırsızlığı değildi! | Open Subtitles | علي الأقل لم يكن تركيزي في الجامعة علي القيام بالمغازلة |
| Ama en azından İngiltere'de bir hapishanede idam edilmeyi beklemiyorsun. | Open Subtitles | ولكن على الأقل لم يكن هذا الشخص ينتظر أن يتم شنقه في سجن انجليزيّ. |
| En azından seninkiler kadar budala değil. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن بغباء من تواعدين |
| - En azından 36.cı olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ماذا قال؟ قال على الأقل لم يكن 36 |
| Pekala. En azından günü tamamen kayıpla kapatmadık. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن يوم خسارة بالكامل |