"الأقل ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • azından bu
        
    • Hiç değilse
        
    Senin korkutmak istemedim. En azından, bu kadar çok değil. Open Subtitles لم أقصد أن أخيفك على الأقل ليس بهذه الدرجه
    En azından bu sefer ben de hissettim. Open Subtitles ولم أشعر بذلك الشعور تجاه رجل منذ أن مات والدك على الأقل , ليس من أرجع ذلك الشعور لي
    Sürekli kaçamazsınız. En azından bu hayaletten. Open Subtitles لا يمكنكم الإستمرار في الهروب على الأقل ليس من هذا الشبح
    Hiç değilse artık taciz edildiğin için endişelenmeyeceğim. Open Subtitles على الأقل ليس علي أن أقلق حيال أنه تتم ملاحقتكِ
    Hiç değilse ölüler kıçını avuçlayıp memeni ellemeye kalkmıyordur. Open Subtitles على الأقل ليس هناك أشخاص ميتون حاولوا الإمساك بمؤخرتك أو يضغطون على صدِرك
    En azından bu durumda bana efendim deme. Open Subtitles لا تناديني سيدي, على الأقل ليس الأن. ماذا أناديك؟
    en azından bu küçük aile draması kendini sonlandırıncaya kadar. Open Subtitles على الأقل ليس حتى تنتهي هذه الدراما العائلية الصغيرة
    Hayır, kanatların yanmamalı, en azından bu ateşle. Open Subtitles لا ... لا يجب على ذراعاك أن يحترقان على الأقل ليس بهذه النيران
    Hayır, kanatların yanmamalı, en azından bu ateşle. Open Subtitles لا ... لا يجب على ذراعاك أن يحترقان على الأقل ليس بهذه النيران
    En azından bu kadar erken! Open Subtitles على الأقل ليس في بداية المعركة
    En azından bu gezegenler hizasında. Open Subtitles عل الأقل ليس بالتيار الأصطفافى الكوكبى
    En azından bu ikisini aynı yere ben sokmadım. Open Subtitles على الأقل ليس لدي هاذان الأثنان
    Yani, en azından bu plastik çiçeklerden yoktur heralde. Open Subtitles أعني على الأقل ليس لديهم زهور اصطناعية
    En azından bu tür şeyler. Open Subtitles حسنا، على الأقل ليس هذا النوع.
    En azından bu sırayla. Open Subtitles على الأقل ليس بهذه الوتيرة. أجل.
    En azından bu şeye değil. Open Subtitles على الأقل ليس مع ذلك الشيء.
    Sentetik yeşil muhtemelen yaygın olarak kullanılan en tehlikeli renkti. Fakat Hiç değilse radyumun radyoaktivite niteliğini taşımıyordu. TED كان من المحتمل أن الأخضر الإصطناعي أخطر الألوان في الاستخدام واسع النطاق، لكن على الأقل ليس له خاصية النشاط الإشعاعي للراديوم.
    Hiç değilse bu seferki bir depo değil. Open Subtitles على الأقل ليس في مخزن بضائع مجدداً
    Ben Hiç değilse belirsizlikle uğraşmak zorunda değilim. Open Subtitles على الأقل ليس عليّ التعامل مع المجهول
    Hiç değilse artık Karen için endişelenmemize gerek yok. Open Subtitles على الأقل ليس علينا أن نقلق بشأن "كارين" بعد الآن
    O kadar da kötü değil oğlum ya. Hiç değilse Sampson çıkmamış. Open Subtitles ليست بذلك السوء على الأقل ليس لديك (سامبسون)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more