| Çelik, alüminyum oksit, damıtılmış petrol ve emülsifiye silikon izine rastladım. | Open Subtitles | اذا ، وجدت آثار الصلب واكسيد الألومنيوم المقطرات البترولية والمستحلبات السيليكون |
| alüminyum folyoyla olan deneyimlerinizi düşünün. | TED | الآن، فكروا حول التفاعلات مع رقاقات الألومنيوم. |
| Ama aynı zamanda alüminyum kalıp imalatçıları ile de karşılaştım, mühimmat üreticileriyle ve her çeşit insan ile. | TED | ولكني قابلت أيضاً قابلت .. صاهري الألومنيوم ومصنعي الذخائر العسكرية وكل أنواع الاشخاص من جميع الفئات |
| Kafasına folyo şapka takmayan belediye hayranı. | Open Subtitles | معجبة من العامة لا ترتدى قبعة من الألومنيوم |
| Yapamam, yüzüğümün aluminyum üzerinde etkisi yok. | Open Subtitles | لا أستطيع. بلدي عصابة ليس لديها سلطة على الألومنيوم. |
| Alüminyumun çok hafif olduğu için kullanılıyor. | TED | لقد تم إختيار الألومنيوم لأنه خفيف جداً. |
| - alüminyumdan içmek insanı Alzheimer eder. | Open Subtitles | .أتعلم آن الشرب من الألومنيوم يسبب لك مرض النسيان هل هذا صحيح ؟ |
| Silahın tamamı içi boş alüminyum tüplerden yapılacak. | Open Subtitles | الشيء بأكمله يجب أن تتكون من سلسلة من أنابيب الألومنيوم مجوفة و يمكن ان تربط سوية باللاووظ سوية. |
| O eski alüminyum olanın sahte olduğu besbelliydi. | Open Subtitles | الشجرة السابقة المصنوعة من الألومنيوم ، كانت زائفة للغاية |
| Bu gelenektir, alüminyum sopalar ve yedinci oyuncuyu parmaklamak gibi. | Open Subtitles | هذا تقليد، مثل المضارب الألومنيوم ومداعبة الجولة السابعة. |
| Tanrı aşkına, alüminyum olmadan Herkül'ü bitiremeyiz. Bir saniye. | Open Subtitles | ياالهى، اننا لانستطيع صنع هركليز إذا لم يكن لدينا الألومنيوم |
| Eğer Boeing'e alüminyum veriyorlarsa bize de vermek zorundalar. | Open Subtitles | أودي، إذا أعطوا الألومنيوم الى دوجلاس كيف سننهي طائرة هيوز |
| alüminyum bulamazsak başka bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | لانستطيع الحصول على الألومنيوم علينا التفكير فى شىء آخر |
| Bu şeyin frekanslarını engellemem için derhal alüminyum folyoya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لورق الألومنيوم في الحال لحجب تردّدات الأسطوانة. |
| Eğer bu alüminyum ve anten yığını olmasaydı dev gezegenlere ait fotoğraflarımız, onların garip uydularına dair ipuçlarımız olmayacaktı. | Open Subtitles | ..لولا كتلة الألومنيوم والهوائيات هذه لما تمكنا أبداً من الحصول على صور للكواكب العملاقة ولما كان لدينا فكرة عن أقمارهم |
| alüminyum oksit sıvalamalarda kullanılmıyor mu? | Open Subtitles | أليس أكسيد الألومنيوم المستخدمة في الرملي؟ |
| O gösterişli alüminyum koltuk değneklerinden almıştı zaten. | Open Subtitles | لقد ابتاع بالفعل تلك العُكَّازات الرائعة المصنوعة من الألومنيوم |
| Termit, demir oksidin ve alüminyum tozunun karışımıdır. | Open Subtitles | الثيرميت هو مركب بسيط من أوكسيد الحديد و بودرة الألومنيوم. |
| Pardon, kafamdaki alüminyum folyo şapkayı çıkarayım ben. | Open Subtitles | أنها تُخطط للسيطرة على العالم و إنشاء نظام عالمي جديد. آسفة، سأنزع أوراق الألومنيوم. |
| aluminyum olmasının yarattığı problem vücudun kalsiyum tutma yeteneğini azaltıyor olmasıydı. | Open Subtitles | مشكلة الألومنيوم أنه يمكن أن يوقف قابلية الجسم لامتصاص الكالسيوم |
| Evet, Alüminyumun, deodorantlar için önemli bir bileşen olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | نعم، أدركتُ أنّ الألومنيوم مكوّنٌ مهمٌّ لإزالة الروائح. |
| Radyasyonla daha kolay başa çıkabilmek için alüminyumdan yapıldığı söyleniyor. | Open Subtitles | والمقصود من بنائها من الألومنيوم لجعل الإشعاع أسهل في التعامل معه. |
| Deniyorum. Bence alüminyumu az koydun. | Open Subtitles | اختبره، لا أعتقد أنّ لديك ما يكفى من الألومنيوم |
| Bu, bu. Birkaç milimetre aliminyum, hepsi o, ardında hiçbir şey yok dışarıdaki milyonlarca kilometre... | Open Subtitles | ميليمترات مِن الألومنيوم تحمينا ولا شيء سواها |